9.03.2021Çin’de Demir Cevheri, 2 Haftanın En Düşük Seviyesine Geriledi
Dalian Emtia Borsası’nda Mayıs vadeli demir cevheri kontratı, yüzde 4 düşerek ton başına 1.100 yuana (168 dolar) gerileyerek 24 Şubat’tan beri en düşük seviyesini gördü.
Singapur Borsası’nda bir ay vadeli demir cevheri kontratı, yüzde 3,2 düşerek ton başına 162 dolar ile 25 Şubat’tan beri en düşük seviyeye indi.
Analistler, Tangshan’da üretim kısıtlamaları nedeniyle demir cevheri tüketiminin düşeceği endişesi ile Nisan Mayıs ayları boyunca çelik talebinin artacağı beklentilerinin çarpışması sonucu piyasanın güçlü dalgalanma gösterdiğine dikkat çekti.
Shanghai Vadeli İşlemler Borsası’nda, TSİ 06.09’da inşaat demiri yüzde 0,5, sıcak haddelenmiş bobin yüzde 0,3 ve paslanmaz çelik yüzde 1,2 düştü. (denizhaber.com)
Çin’in boş konteynerleri toplayarak ülkeler arasında stratejik güç olarak kullanmaya başlaması sonrası Türk firmalar hem maliyetlerin arttığını hem de lojistik süreçlerin aksadığını belirterek tepki gösterdi.
Pandemi sürecini diğer ülkelere nazaran erken sonuçlandıran Çin, boş konteynerlerin stratejik güç olarak kullanmaya başladı. Türk lojistik sektörü temsilcileri, Çin’in boş konteynerleri topladığını, ABD’nin ise ülkesinden mal almayan firmalara konteyner göndermediğini dile getirdi. Dr. Önder Türker, maliyet ve sürecin uzamasına dikkat çekerek ihracat yapmanın giderek zorlaştığına vurgu yaparken, firmaların artan maliyetler sonrası bu durumu vatandaşlara da yansıtmak zorunda kaldığını belirtti.
“Çin, tüm limanlardan boş konteyner topluyor”
Pandemi süreciyle birlikte Çin’in boş konteyner alımlarına ilişkin konuşan Dr. Önder Türker, “Şu anda dünya üzerinde su üzerinde devam eden bir ticaret savaşı sürüyor. Özellikle Çin ve ABD arasında gelişen bu ticaret savaşı pandemiyle birlikte ciddi oranda etkilendi. Pandemi sürecinden ilk çıkan ülke Çin oldu. Bütün dünya üretimi durdurmuşken Çin çok hızlı bir üretim sürecine girdi. Çin dünya üzerindeki tüm limanlardan boş konteyner toplamaya başladı. Sonuç olarak birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’deki ihracatçılarda oldukça fazla etkileniyor. İhracatçı şu an malını gönderecek konteyner bulamıyor. Çin’den Türkiye’ye konteyner çekmek istese normalde iki bin dolar olması gereken rakamlar şu anda dokuz bin dolar civarında seyrediyor. Bu durumdan en fazla etkilenenlerde vatandaşlarımız oluyor. Bu durumun önüne geçmemiz lazım. ABD bu durum için bazı tedbirler aldı. Şu an ABD’deki herhangi bir limana gittiğinizde boş konteyner almanıza izin vermiyor. İsrail ve Yunanistan ise sadece 50 konteyner almanıza izin veriyor. Bizler de Türkiye olarak şu an için Yunanistan ve Mısır üzerinden konteyner çekiyoruz ve şu an için limanlarımızda ciddi bir boş konteyner sorunu var” diye konuştu. (denizhaber.com)
8.03.2021 İran’ın Çin’e Gizli Petrol İhracatı Rekor Seviyeye Yükseldi
ABD’de Kasım 2020’de başkanlık seçimini Joe Biden’ın kazanması sonrasında İran’ın Çin’e dolaylı yollardan yaptığı petrol ihracatının rekor seviyelere yükseldiği ortaya çıktı. Yaptırımların kalkacağı beklentisiyle Asya ülkeleri ile İran arasında görüşmeler başladı.
ABD’de Joe Biden yönetimi İran ile yeniden masaya oturmaya hazırlanırken Tahran’ın petrol ihracatında son dönemde çarpıcı artış yaşandı.
Reuters, İran’ın Çin’e ham petrol ihracatının son aylarda rekor seviyelere yükseldiğini aktardı. Yaptırımlar nedeniyle İran’dan ihracat büyük oranda dolaylı ve gayriresmi yollardan yapıldı. Ajans ayrıca, ABD’nin Tahran’a dönük yaptırımlarını yumuşatacağı beklentisiyle Hindistan’ın da İran petrolünü yeniden ithal etmek üzere görüşmelere başladığını yazdı.
ABD’de Donald Trump yönetimi, İran ile Barack Obama döneminde yapılan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmiş ve 2018 yılında yürürlüğü koyduğu sert yaptırımlarla İran’ın petrol ihracatına ağır darbe indirmişti.
Nitekim, Türkiye de bu yaptırımlar nedeniyle Kasım 2018’den itibaren komşu İran’dan petrol ithalatını resmi olarak durdurmuştu.
ASYA ÜLKELERİYLE GÖRÜŞMELER BAŞLADI
İran’ın ulusal petrol şirketi, Biden’ın ABD başkanlığı koltuğunu devralması sonrasında Asya ülkeleriyle irtibata geçerek olası petrol talep miktarları üzerine görüştü.
Hindistan’dan bir yetkilinin sözlerini aktaran Reuters, dünyanın üçüncü büyük petrol ithalatçısı olan Hindistan’ın, İran’ın 3-4 ay içinde petrol piyasasına dönüşünü beklediği belirtti.
İran’ın, Asya’daki diğer alıcılarla da görüşmelere başladığı öğrenildi.
ÇİN’DEN GİZLİCE REKOR ALIM
Refinitiv Oil Research verileri, Çin’in İran’dan dolaylı petrol alımının ocak ve şubat aylarında rekor seviyelere ulaştığını ortaya koyuyor.
Çin’in son 14 ayda günde ortalama 306 bin varil petrol aldığı, bunun da 17,8 milyon tona denk geldiği belirtildi. Şubat’ta bu rakam 3,2 milyon tonun üzerine çıktı. 14 aydaki alımların yüzde 75’i dolaylı ve gayriresmi yoldan yapıldı.
Reuters’a göre İran’ın rekor düzeylere yükselen Çin’e dolaylı ve gayriresmi petrol ihracatı büyük oranda Umman, Birleşik Arap Emirlikleri ve Malezya üzerinden yapıldı.
Çin’e dolaylı petrol ihracatının, Biden’ın seçimi kazandığı kasım ayında yükselişe geçmesi dikkat çekti.
SİNYAL CİHAZLARI KAPATILIYOR, ÖDEME YUAN VE EURO İLE
Refinitiv ham petrol akışı analisti Emma Li, İran petrolünü taşıyan tankerlerin tespit edilmekten kaçınmak için yükleme sırasında tipik olarak sinyallerini kapattıklarını ancak daha sonra Umman, BAE ve Irak’taki limanların yakınındaki uydular aracılığıyla izlenebilir hale geldiklerini, bazı tankerlerin Çin’e gitmeden önce yüklerini Singapur veya Malezya yakınlarındaki diğer gemilere transfer ettiklerini söyledi.
Çin’in ödemeleri ABD doları yerine Çin yuanı ve euro cinsinden yaptığı aktarıldı.
Cenevre merkezli tanker takipçisi Petro-Logistics, İran’ın petrol ihracatının ocakta günlük 600 bin varili geçtiğini ve bunun Mayıs 2019 sonrasında ilk olduğunu belirtti. (denizhaber.net)
8.03.2021 Fajar Baru 8 İsimli Yolcu Gemisinde Yangın Çıktı
FAJAR BARU 8 isimli yolcu gemisinde Endonezya’nın Sorong Limanı’na yanaştıktan kısa bir süre sonra yangın çıktı. Can kaybının yaşanmadığı yangında mürettebatın da güvenli bir şekilde gemiyi terk ettiği öğrenildi.
FAJAR BARU 8 isimli yolcu gemisi, Endonezya’nın Batı Papua Eyaleti’ndeki Sorong Limanı’na yanaştıktan kısa bir süre sonra alev topuna döndü.
Gemide başlayan yangın başladıktan kısa bir sürede tüm gemiyi kapladı. Yangında yolculardan yaralananların olmadığı açıklandı.
Can kaybı yaşanmayan olayda mürettebatın da güvenli bir şekilde gemiyi terk ettiği öğrenildi.
Liman yetkililerinin gemiyi rıhtımdan çekmeyi başardığı bildirildi. (denizhaber.net)
7.03.2021 Panama Kanalı, LNG Geçişinde Yeni Bir Rekor Kırdı
Panama Kanalı, Ocak ayında sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) hareketi için yeni bir rekora imza attı.
Otoriteler Ocak ayında Panama Kanalı’ndan 6.74 milyon ton ağırlığındaki Neopanamax kilitlerinden toplam 58 gemi geçtiğini açıkladı.
Bu veriler, Ocak 2020’de kanaldan geçen 54 LNG tankeri ve geçen yıl Kasım ayında kaydedilen 6,23 milyon tonla karşılaştırıldığında Panama Kanalı’nın yeni bir kilometre taşına ulaştığını gösteriyor.
Panama Kanalı Otoritesi, faaliyetlerinde daha fazla esneklik ve değişen piyasa koşullarına cevap verme yeteneği sağlayan bir dizi düzenleme yaptıklarını da belirtti.
Ocak ayında Transit Rezervasyon Sisteminde daha fazla iyileştirme yapıldı ve Neopanamax gemilerinin kullanabileceği alan, transitten önceki 96 saat içinde açık artırmaya çıkarıldı.
Panama Kanalı, taşındıktan sonra bu tür 25 açık artırma düzenledi ve bunlardan dokuzu LNG taşıyıcılarına verildi. (denizhaber.net)
6.03.2021 Avrupa Birliği, Delli Raporu’nu kabul etti
Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri Birliği, Avrupa Parlamentosu Ulaştırma Komitesi’nin daha verimli ve temiz deniz taşımacılığına ilişkin hazırlanan Delli Raporunu (Delli Report) kabul etmesini memnuniyetle karşıladı.
Avrupa Parlamentosu Ulaştırma Komitesi daha verimli ve temiz deniz taşımacılığına ilişkin hazırlanan Delli Raporunu (Delli Report) oylamayla kabul etti.
Raporda FuelEU Maritime Komisyonu sadece yakıtların karbon yoğunluğu değil, aynı zamanda küresel bazda gemilerin ve operasyonların verimliliğini artıracak teknik ve operasyonel önlemleri de kapsamlı bir şekilde ele almaya çağırıyor.
Rapor, sektörde uygulanacak yakıt standartlarına tedarikçileri de dahil eden daha kapsamlı bir yaklaşım sergilediği için AB armatörlerini memnun etti.
Raporun kabul edilmesi, Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri Birliği’nin (ECSA) Avrupa Komisyonu’na yazdığı bir mektupla, Avrupa Birliği içinde yenilenebilir enerji kullanım seviyelerini zorunlu kılan bir Avrupa Birliği direktifi olan Yenilenebilir Enerji Direktifi (RED) kapsamında, denizcilik sektöründe yenilenebilir enerji kullanımının çoğalıyor olması nedeniyle, sıfır karbonlu yakıtların deniz taşımacılığı için kullanılabilir hale getirilmesi üzere yakıt tedarikçilerine hitap edecek alt hedeflerin belirlenmesini talep etmesinin ardından geldi.
TEDARİKÇİLER YERİNE GEMİLERE YAKIT STANDARDI UYGULANMASI RİSK DOĞURUYOR
AB armatörleri, Avrupa Parlamentosu Ulaştırma Komitesinin FuelEU Maritime önerisi çerçevesindeki kapsamlı yaklaşım çağrısını memnuniyetle karşıladı.
Avrupa Topluluğu Gemi Sahipleri Birliği ECSA, FuelEU Maritime kapsamında yakıt tedarikçileri yerine gemiler için bir yakıt standardı belirlendiği takdirde emisyon azaltımının sağlanamaması riskininin doğacağını ve bunun uygulanmasının zor olacağını iddia etmiş, pazara dayalı bir önlem alındığı takdirde fonların bu yenilenebilir yakıtların alımını destekleyecek yatırımlara yapabileceğinin altını çizmişti.
ECSA tarafından, ihtiyaç duyulan şeyin, yakıt tedarikçilerine uygulanacak bir yakıt standardının yanında daha fazla teknik ve operasyonel verimlilik önlemlerini teşvik etmek için küresel filo düzeyinde bir verimlilik standardını mecbur kılacak kapsamlı bir yaklaşım olduğu belirtiliyor.
YAKIT STANDARTINI GEMİLERE UYGULAMAK SÜRÜDÜRÜLEBİLİR DEĞİL
ECSA Genel Sekreteri Martin Dorsman Deniz Taşımacılığı raporunu memnuniyetle kabul ettiklerini iletti. Rapor FuelEU Maritime kapsamında bir yaklaşım çağrısında bulunuyor.
Yakıt tedarikçilerinin yerine gemilere yönelik bir yakıt standardını uygulamanın zor olacağını ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerinin yerine getirilemeyeceğini vurgulandı. (denizhaber.net)
5.03.2021 Türkiye, Akdeniz’de Ticaret Gemilerinin Aranmasına İzin Vermedi
Doğu Akdeniz’de Almanya ile yaşanılan gemi baskını krizinin ardından Şubat ayında Libya’ya giden iki Türk ticaret gemisinde arama yapılmak istendiği ancak Ankara’nın izin vermediği bildirildi.
Türkiye’nin geçen ay Türk bandıralı iki ticaret gemisinin Doğu Akdeniz’de aranmasına izin vermediği öğrenildi.
Alman haber ajansı DPA’nın edindiği bilgilere göre, Şubat ayında gerçekleşen olayda AB’nin Irini misyonu kapsamında Libya’ya yasa dışı sevkiyatlarda kullanıldığından şüphelenilen iki gemi Avrupalı askerlerce aranmak istendi ancak Türk Dışişleri Bakanlığı aramaya izin vermedi.
Türk bandıralı gemilerin aranması için Türk hükümetinin onayı gerekiyor.
Kasım ayında Roseline-A adlı Türkiye bandıralı yük gemisinin Libya açıklarında İrini’de görevli bir Alman fırkateyni tarafından durdurularak aranması iki ülke arasında krize yol açmış, Türkiye kendisinden izin alınmadan arama yapıldığı suçlamasında bulunurken İrini, yapılan başvuruya Ankara’dan beş saat boyunca yanıt gelmemesi üzerine aramaya başlandığını, Ankara’nın müdahalesi ile operasyonun derhal sona erdirildiğini duyurmuştu.
Libya’da Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümetini (UMH) destekleyen Türkiye, İrini misyonunun sadece denizden yapılan sevkiyatlara odaklandığı, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi ülkelerden kara ve hava yoluyla yapılan sevkiyatları önemsemeyerek Halife Hafter güçlerine avantaj sağladığı eleştirisinde bulunuyor. AB ise, Irini’nin tamamen tarafsız bir misyon olduğunu savunarak tüm ülkeleri arama çalışmalarını desteklemeye çağırıyor.
AB, Libya’ya yönelik BM silah ambargosunu ihlal ettiği gerekçesiyle Türkiye, Ürdün ve Kazakistan’dan üç şirket ve iki kişiyi Eylül ayında yaptırım listesine dahil etmişti.
Doğu Akdeniz’de Irini bünyesinde görev yapan Hamburg fırkateynini Aralık ayında geri çeken Almanya, bölgeye 220 askerlik mürettebatıyla Berlin adlı fırkateynini gönderecek. (denizhaber.net)
5.03.2021 Gemi ve Yat Sektörü, Şubat’ta En Fazla İhracatı Norveç’e Yaptı
İhracatı geçen ay yüzde 90,2 azalışla 14 milyon 478 bin dolara düşen gemi ve yat sektörü, en fazla dış satımı 4 milyon 875 bin dolar ile Norveç’e yaptı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, Şubat 2020’de 147 milyon 560 bin dolar olan gemi ve yat sektörü ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 90,2 azalarak 14 milyon 478 bin dolara geriledi.
Gemi ve yat sektörü ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatı içerisindeki payı yüzde 0,1 olarak gerçekleşti.
Geçen ay Türkiye’nin 19 kentinden ürünün ihraç edildiği gemi ve yat sektöründe toplam ihracatın 9 milyon 276 bin dolarını İstanbul gerçekleştirdi. Bu rakam, sektörün toplam ihracatının yüzde 64’üne denk geldi.
İstanbul’un ardından en fazla gemi ve yat ihracatı gerçekleştiren diğer kentler, 3 milyon 725 bin dolarla İzmir ve 453 bin dolarla Balıkesir oldu.
MİKTAR BAZINDA EN FAZLA İHRACAT ARTIŞI AVUSTURYA’DA KAYDEDİLDİ
Gemi ve yat sektörünün geçen ay en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülke Norveç olarak kayıtlara geçti. Norveç’e şubatta 4 milyon 875 bin dolarlık ihracat yapıldı.
Norveç’i, 1 milyon 904 bin dolarla ABD, 1 milyon 814 bin dolarla Avusturya, 1 milyon 67 bin dolarla Katar ve 1 milyon 25 bin dolarla Hollanda takip etti.
Ülkelere göre sektörün dış satım hacmindeki değişime bakıldığında, miktar bazında en fazla ihracat artışı 750 bin dolarla Avusturya’da kaydedildi.
Gemi ve yat sektörünün alt kalemlerine bakıldığında, şubat ayında sektörün ihracatına en büyük katkıyı 5,3 milyon dolarla gemi yan sanayi yaparken, bunu 5,2 milyon dolarla gemi takip etti.
Şubatta 3,3 milyon dolarlık yat, tekne ve bot, 681 bin dolarlık da bu sınıflandırmalara dahil olmayan diğer deniz araçları ihracatı yapıldı. (denizhaber.net)
4.03.2021 İstanbul Boğazı’ndan Geçen Gemi Sayısı 2020’de de Azaldı
Kanal İstanbul’un ÇED raporunda Boğazlar’dan geçiş yapacak gemi sayısının artacağı öne sürülüyor ancak veriler tam tersini gösteriyor. 2006’da 56 bin 606 olan ve 2019’da 41 bin 112’ye kadar gerileyen İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan gemi sayısı 2020’de 38 bin 404’e geriledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kanal İstanbul projesini yapmakta kararlı olduklarını belirtirken Türk Boğazları’ndan geçiş yapan gemi sayısındaki düşüş 2020’de de devam etti.
İktidar, 10 yıldır İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğini azaltmak için Kanal İstanbul projesinin yapılması gerektiğini savunuyor. Ancak veriler, trafiğin azalmakta olduğuna işaret ediyor.
2019’da 41 bin 112 geminin geçtiği İstanbul Boğazı’ndan 2020’de 38 bin 404 adet gemi geçti. 1 yıldaki düşüş oranı yüzde 6,6 oldu.
Gemi adediyle birlikte geçen gemilerin toplam tonajında da düşüş kaydedildi. 2019’da 638,9 milyon gros ton olan rakam, 2020’de yüzde 3 düşüşle 619,8 milyon gros tona geriledi.
Bu dönemde Çanakkale Boğazı’ndan geçiş yapan gemi adedi yüzde 4 düşüşle 43 bin 759’dan 42 bin 36’ya geriledi. Toplam tonaj da yüzde 1,5 düşüşle 872,3 milyon gros tondan 858,8 milyon gros tona geriledi.
GEMİ GEÇİŞ ADETLERİ UZUN SÜREDİR DÜŞÜYOR
Kanal İstanbul projesini gündeme getiren hükümet, “İstanbul Boğazı’nda ileride artacak gemi trafiği kaza ihtimalini ve buna bağlı riskleri de artıracak” diyor.
Nitekim Kanal İstanbul’un ÇED raporunda, “Dünya’daki ekonomik faaliyetlerin her geçen yıl artması, İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısının da buna paralel olarak artmasına sebep olmuştur” deniliyor. Ancak gemi trafiği giderek azalıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü verileri de bu durumu ortaya koyuyor.
2007 yılında 56 bin 606 adet gemi geçen İstanbul Boğazı’ndan 2020’de geçen gemi adedi 38 bin 404.
Sadece pandemi yılı olan 2020’de değil, uzun süredir Boğaz’dan geçen gemi sayısında düşüş eğilimi bulunuyor.
Bu açıdan Kanal İstanbul’un ÇED raporunda yer alan ve 2017’de 42 bin 904 olan İstanbul Boğazı’ndan geçiş yapan gemi sayısının 2025’de 53 bin 860’a, 2035’te 64 bin 909’a yükselmesi mümkün görünmüyor. Tersine 2017 sonrası geçiş sayılarının düştüğü görülüyor.
TÜRKİYE BOĞAZLAR’DAN DAHA FAZLA GELİR ELDE EDEBİLİR
İstanbul Gemi Trafik Hizmetleri Eski Müdürü Tuncay Çehreli’nin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü raporlarından aktardığına göre, Türk Boğazları’ndan 2019 yılında geçiş yapan 42 bin gemiden Montrö Anlaşması’na dayanılarak alınan fener, tahlisiye ve sağlık ücretlerine ilave olarak, kılavuzluk ve römorkör hizmetleri dahil toplam 143 milyon dolarlık gelir elde edildi.
Çehreli’ye göre, 1981 yılında yapılan yanlış hesaplama düzeltilerek bu geliri ciddi şekilde artırmak mümkün. Ancak hükümet bu yol yerine yüksek maliyetli Kanal İstanbul projesini gündeme getiriyor.
Prof. Dr. Uğur Emek’in hesaplamasına göre, Kanal İstanbul’un maliyeti 60 milyar doları bulacak.
Emek, Mart 2020’de yaptığı hesaplamada, Boğazlardan uğraksız/transit geçen ve 1000 ton yük taşıyan bir geminin 385,41 dolar ödediğini ancak Montrö Sözleşmesi’ndeki hesaplamaya göre bunun 8 bin 311 dolar olması gerektiğini belirtmişti. (denizhaber.net)