1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramımız Kutlu Olsun
Kendi karasularımız ve limanlarımız arasında deniz taşımacılığı yapma ve kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerini yerine getirme hakkını Türk bayraklı gemilere ve Türk vatandaşlarına tanıyan Kabotaj Kanunu, Cumhuriyet Türkiyesi’nin en önemli ekonomik kazanımlarından biridir.
Türkiye’de kabotaj hakkının düzenlenmesi, Osmanlı döneminde 3 asırdan fazla devam eden kapitülasyonların Lozan Barış Anlaşması ile kaldırılması ve Cumhuriyet’in ilanından sonra mümkün olabilmiştir. Ülkeyi adeta soluksuz bırakan kapitülasyonların kaldırılması ve kabotaj hakkının elde edilmesi için Lozan görüşmelerinde çok zorlu ve tarihi bir mücadele verilmiştir.
Köklü tarihi nice zaferlerle taçlanmış olan Türk denizciliğinin, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yabancılara cömertçe sunulan imtiyazlar nedeniyle ağır yara aldığı hepimizin malumudur.
Denizcilik konusunda verilen imtiyazların birkaçı ve dönemin koşulları hatırlandığında; yani deniz ulaşımının yüzde 90’ının yabancı vapurlarla yapıldığı, yerli ve yabancı gemilerin eşit muamele görmediği, kendi liman ve gümrüklerimizde Türk gemileri ile yabancı gemilerin ödediği vergilerin farklı olduğu, kendi insanımızın neredeyse balıkçılık yapmaktan bile yoksun bırakıldığı ve tüm bunların yanı sıra işgal yıllarında Mustafa Kemal Paşa’yı İstanbul’dan Samsun’a taşıyacak Bandırma Vapuru’nun İşgal Kuvvetleri Komutanlığı’ndan vize almak zorunda olduğu hatırlandığında, verilen mücadelenin kıymeti ve ardından yürürlüğe konan Kabotaj Kanunu’nun ne ifade ettiği daha iyi anlaşılabilir.
Kabotaj hakkının kazanılması, Kurtuluş Mücadelesi’nin parolası olan tam bağımsızlık prensibinin denizlerdeki yansımasıdır. 1926 yılında Kabotaj Kanunu’nun kabulünden sonra Türk denizciliğinin gelişmesinin önü açılmıştır. O günlerden bugüne değin ciddi ilerleme kaydeden Türk denizciliği, İzmir İktisat Kongresi’nde denizcilik politikasını belirleyen, Kabotaj Kanunu’nun çıkarılması yolunda tüm engelleri aşan kurucu kadrolara minnet borçludur.
Denize emek veren ve ekmeğini denizden çıkaran bizlere düşen en önemli sorumluluk, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Denizciliği Türk’ün büyük ulusal ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” sözleriyle çizdiği hedefe ulaşmak ve dünya denizciliğinde söz sahibi ülkeler arasına girebilmek için yılmadan çalışmaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, adını denizcilik tarihimize altın harflerle yazdıran büyük Türk denizcilerini, denizlerde hayatını kaybeden deniz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor; denize gönül, denizciliğe emek veren tüm denizcilerin Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nı yürekten kutluyoruz.
Saygılarımızla
MERSİN DENİZ TİCARET ODASI