21.09.2021 Girit Adası’nda yeni bir deniz üssü kurulacak
Doğu Akdeniz’de köşeye sıkışan Yunanistan’ın imdadına koşan ABD, uçak gemisiyle çıkarma yaptığı Girit Adası’nda yeni bir üs kurmaya hazırlanıyor. Batı Trakya ve Ege Denizi’nde atılacak adımlar ise, gündeme bomba gibi düştü.
Washington ve Atina arasında görüşmelerin sürdüğünü aktaran Kathimerini gazetesi, Girit Adası’ndaki Suda Üssü’ne yeni bir deniz üssünün inşa edileceğini özel haberiyle duyurdu.
İnşa edilecek yeni deniz üssüyle Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de kalıcı olmayı hedeflediğini kaydeden Kathimerini’ye göre, Atina yönetimi devasa bir savaş gemisi filosunu söz konusu üsse konuşlandırmayı planlıyor.
Kathimerini, Yunanistan’ın Ege Denizi’nin ortasındaki İskiri Adası (Skyros) ile Suda Üssü arasında bir birleşme için ABD tarafına yoğun şekilde baskı yaptığını da yazdı.
Habere göre, Atina yönetimi halihazırda Suda Üssü’nde bulunan ABD birliklerinin Yunanistan’ın ortasındaki Larissa veya daha kuzeydeki Dedeağaç’a yerleşmesini talep ediyor. Ancak Yunanistan’ın bir numaralı hedefi, ABD güçlerinin Ege’nin tam ortasında yer alan İskiri Adası. Kathimerini, taraflar arasındaki müzakerelerin 14 Ekim’de sonuçlanacağını bildiriyor.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın söz konusu günlerde Washington’a gitmesi beklenirken ortak askeri işbirliği anlaşmasının beş yıllık bir dönemi kapsayacağı kaydediliyor.
ABD KALICI ÜSLER KURUYOR
Kathimerini, Girit Adası’ndaki Suda Üssü’ne Dışişleri Bakanı ve uçak gemisi gönderen ABD’nin Yunanistan’da askeri varlığını kalıcı olarak artırmaya hazırlandığını geçtiğimiz aylarda manşetten duyurmuştu. Habere göre, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un stratejik hedefinde kalıcı ve dönüşümlü askeri üslerin kurulması vardı.
Halihazırda Girit’teki Suda Üssü’nün yanı sıra kuzeydeki Dedeağaç limanını kullanan ABD ordusu, Larissa ve Stefanovikeio’daki hava üslerine de savaş uçaklarını indiriyor. Kathimerini, ABD’ye dört ayrı üs daha verileceğini ve Yunanistan Savunma Bakanlığı’nın Pentagon’a seçim yapması için 22 seçenek sunacağını yazmıştı.
Kathimerini, Yunanistan’ın İsrail’den kiraladığı insansız hava araçlarıyla üs kurduğu Ege Denizi’nin ortasındaki İskiri Adası’nın ABD’nin gözünü diktiği adreslerden biri olduğunu da aktarmıştı. Girit Adası’ndaki Suda Üssü’nde konuşlanan ABD özel kuvvetler askerleri için yedek üs olarak ise, kuzeydeki Selanik yakınlarında bulunan Rentina öne çıkıyordu.
ABD ÇOK İSTEKLİ
New Post yayın organı ise, ABD’nin Batı Trakya’daki Dedeağaç’ta bir askeri üs için çok istekli olduğunu ve söz konusu hamlenin doğrudan Karadeniz’deki stratejik planın yansıması olduğunu yazdı.
New Post’a göre, Larissa’daki askeri üs ABD dronelarına ev sahipliği yapacak. Amerikan insansız hava araçları Yunan F-16’ları ve NATO sistemleriyle de entegre hale getirilecek.
20.09.2021 Türkiye, Yunanistan’a itiraz NAVTEX’i yayımladı
Yunanistan’ın Girit’in doğusunda faaliyet gösterecek araştırma gemisine yönelik NAVTEX’inin Türk Kıta Sahanlığı’nı kapsaması nedeniyle Türkiye itiraz NAVTEX’i yayımladı.
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunanistan’ın bilimsel bahanesiyle Türk Kıta Sahanlığı’na yönelik provokatif girişimlerine devam ettiğini vurgulayarak “Yunanistan’ın bu son provokatif girişimine karşı da gerekli tedbirler alınmıştır ve uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yunan basınında, “Nautical Geo araştırma gemisinin Girit’in doğusundaki EastMed boru hattının olası güzergahını haritalama amacıyla yapacağı araştırmaların Türk savaş gemilerince engellendiğine” yönelik iddialar, Milli Savunma Bakanlığı kaynakları tarafından mesnetsiz olarak nitelendirildi.
Yunanistan tarafından, ”Nautical Geo adlı araştırma gemisinin 16-22 Eylül 2021 tarihlerinde Girit’in doğusunda bilimsel çalışmalar yapacağına” ilişkin NAVTEX’in 16 Eylül’de ilan edildiğini belirten kaynaklar, “Saha incelendiğinde, bir kısmının Türk Kıta Sahanlığında olduğu, tespit edilmiştir. Uluslararası hukuk gereğince Türkiye ile önceden koordine etmeden Türk Kıta Sahanlığına bilimsel araştırma yapacağını ilan eden Yunanistan’ın bu hukuk tanımaz, provokatif ve yayılmacı emeller besleyen girişimine karşı, ilan edilen çalışmanın bir kısmının Türk Kıta Sahanlığında olduğunu ve Türk makamları ile koordine edilmesi gerektiğini bildiren itiraz NAVTEX’imiz yayınlanmıştır” dedi.
Uluslararası hukukun kıt’a sahanlığını ülkenin var olduğu andan itibaren sahip olduğu, bu nedenle ayrıca ilan edilmesine dahi gerek bulunmayan doğal bir hak olarak tanımladığını vurgulayan, buna karşılık Türkiye’nin uluslararası hukuktan yana yaklaşımının bir parçası olarak Türk Kıta Sahanlığını son haliyle 18 Mart 2020 tarihinde BM’ye de ayrıca bildirildiğini belirtti.
Bir ülkenin kıta sahanlığına denizaltı kabloları veya petrol boruları döşeyecek devletlere, daha önceden bu kıta sahanlığında mevcut olan kabloları ve petrol borularını gerektiği şekilde göz önünde bulundurma ve özellikle, belirtilen türden kablo ve boru hatlarının tamir imkanını tehlikeye düşürmeme yükümlülüğü getirdiğini bildiren kaynaklar, “Uluslararası hukukun bu açık hükümlerinin yerine getirilebilmesinin ise ancak, kıta sahanlığında belirtilen türden çalışmalar yapacak devletlerin o kıta sahanlığının sahibi olan sahildar devlete önceden başvuruda bulunmasıyla, yapmak istediği çalışmaları koordine etmesiyle ve sahildar devlet ile işbirliği içinde olmasıyla mümkün olabileceği açıktır” görüşünü paylaştı.
Türkiye’nin sahip olduğu ve BM’ye de bildirdiği kıta sahanlığının sınırlarını belirlerken de bölge ülkeleriyle uluslararası hukuk zemininde iş birliği içinde olduğuna dikkati çeken kaynaklar, şunları söyledi:
* Uluslararası hukukun bu son derece açık hükümleri ve uygulamalarına karşın, Yunanistan, hukuk tanımaz, saldırgan ve yayılmacı tutum ve eylemlerini sürdürmekte, bilimsel çalışma adı altında Türk Kıta Sahanlığına yönelik provokatif girişimlerine devam etmektedir.
* Üstelik bu türden teşebbüslerini AB’nin ardına saklanarak gerçekleştirmeye, AB’yi kendi hukuksuz, saldırgan, yayılmacı ve provokatif eylemlerine alet etmeye çalışmaktadır.
* Yunanistan’ın bu beyhude çabalarının ülkemizle olan kendisinden kaynaklı sorunları Türkiye-AB sorunları haline getirme gayretlerinin bir parçası olduğu da açıktır.
* Bununla da kalmayarak, Yunanistan kendi haksız, hukuksuz, Gayri Askeri Statüdeki Adalara yaptığı ihlallerle açıkça ortaya koyduğu üzere, altına imza attığı anlaşmaları bile çiğneyen hukuk tanımaz, saldırgan ve yayılmacı eylemlerini gözlerden kaçırmak için çabalamakta, Türkiye’ye karşı mesnetsiz itham ve iddialarda bulunmaktadır.
Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru hak ve yetkileri çerçevesinde kendi kıta sahanlığındaki hak alaka ve menfaatlerini bu türden hukuksuz, saldırgan ve provokatif girişimlere karşı korumakta ve savunmakta kararlı olduğunu dile getiren kaynaklar, “Yunanistan’ın bu son provokatif girişimine karşı da gerekli tedbirler alınmıştır ve uygulanmaktadır” ifadelerini kullandı.
Yunanistan kaynaklı haberlerde “Yunanistan’a ait karasularının dışına çıkıldığında, yani 6 deniz milinin ötesine geçildiğinde Türk savaş gemilerinin harekete geçtiğinden” bahsedildiğini ifade eden kaynaklar bunun Navtex ilan edilen bölgenin Türk kıta sahanlığı içerisinde yer aldığını gizlemeye ve uluslararası kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir çaba olduğunu belirtti.
Türkiye’nin, başından beri sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkilerine dayalı diyalog ve görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yana olduğunu, bunu da eylem, söylem ve samimi gayretleriyle ortaya koyduğunu bildiren kaynaklar, şöyle devam etti:
* Türkiye’nin Yunanistan’dan beklentisi, mesnetsiz itham ve iddialarda bulunmak yerine; uluslararası hukuka, müttefiklik ruhuna ve iyi komşuluk ilişkilerine yakışır tavırlar sergilemesidir.
* Dost ve müttefik ülkelerin ise, Türkiye’nin haklı, hukuka uygun, makul ve mantıklı tutum ve yaklaşımlarını görmeleri, Yunanistan’ın eylem, söylem, uygulama ve iddialarını akıl, bilim ve objektif kriterler ışığında değerlendirmeleri, duruma sadece AB dayanışması penceresinden bakmamalarıdır.
20.09.2021 Fransız devi CM A CGM, siber saldırıya uğradı
CMA CGM, son bir yıl içinde ikinci kez siber saldırıya maruz kaldı. Şirket, müşterilerinden hesap şifreleri veya kişisel bilgilerini paylaşmamalarını tavsiye ederek müşterilerden bir şifre sıfırlama bildirimi geldiğinde gerçekliğinin kontrol edilmesi istedi.
Fransız konteyner taşıma şirketi CMA CGM, müşterilerine ait ad-soyad, e-posta adresleri ve telefon numaralarını içeren bilgiler ile ilgili veri sızıntısı yaşandığını açıkladı.
Şirket; müşterilerinden hesap şifreleri veya kişisel bilgilerini paylaşmamalarını tavsiye etti. Ayrıca müşterilerden bir şifre sıfırlama bildirimi geldiğinde gerçekliğinin kontrol edilmesi istendi.
CMA CGM, geçtiğimiz Eylül ayında yine siber saldırıya maruz kalmıştı.
Siber saldırılar nedeniyle dünyanın önde gelen denizcilik şirketlerinden MAERSK, MSC ve CMA CGM büyük maddi zararlara uğramıştı.
20.09.2021 Enel ve Fincantieri, yeşil hidrojen anlaşması imzaladı
İtalyan enerji şirketi Enel ve İtalyan gemi yapım şirketi Fincantieri, limanlarda ve uzun menzilli deniz taşımacılığında yeşil hidrojen kullanımı için işbirliği yapacak.
Hidrojen, nakliye gibi elektriklendirilmesi zor olan ağır taşımacılık sektörlerinde emisyonların azaltılmasında önemli bir role sahip. Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden İtalyan Enel de iklim hedefleri kapsamında hidrojenin deniz ulaşımında kullanımını arttırmak için İtalyan gemi yapımcısı Fincantieri ile yeşil hidrojen anlaşması imzaladı.
Anlaşma ile Enel, limanlarda ve uzun menzilli deniz taşımacılığında yeşil hidrojen kullanmanın yollarını bulmak için İtalyan gemi yapımcısı Fincantieri ile işbirliği yapacak.
Yapılan açıklamaya göre iki şirket, olası sürdürülebilir ve yenilikçi çözümleri belirlemek için kendi sektörlerindeki uzmanlık ve bilgi birikimlerinden yararlanmayı planlıyorlar.
İki şirket depolama dahil gerekli altyapı unsurlarının tasarımı ve inşası dahil olmak üzere hem deniz, denizaltı ve su üstü gemilerine hem de liman sahası içindeki endüstriyel kullanıcılara yeşil hidrojen tedariği konusunda işbirliği yapma olasılığını değerlendirecekler.
Enel’in La Spezia’daki (Ligurya bölgesi) Eugenio Montale enerji santrali, anlaşma kapsamındaki faaliyetler için bir ilk test sahası olarak kullanılacak. Böylece saha için sürdürülebilir bir enerji geçiş hattı oluşturulacak.
19.09.2021 Google, denizden 6 bin kilometrelik kablo çekti
Google, ABD, İngiltere ve İspanya’yı birbirine bağlayan 6 bin 250 kilometre uzunluğundaki yeni jenerasyon fiber optik kablonun döşendiğini duyurdu. Uluslararası internet veri trafiğini hızlandırması beklenen sistem gelecek yıl devreye girecek.
Teknoloji devi Google’ın yeni denizaltı internet kablosu projesi tamamlandı. Yazılım dünyasının ünlü isimlerinden Grace Hopper’ın adını alan kablo, New York, İngiltere ve İspanya’yı birbirine bağlıyor.
Tam 6 bin 250 kilometre uzunluğundaki kablo, İngiltere’nin Bude kentine ulaştı. Kablonun bir başka ucu da bu ayın başlarında İspanya’nın Bilbao kentine ulaşmıştı.
Gelecek yıl hizmete girecek kablo sistemi saniyede 350 terabit veri aktarma kapasitesine sahip olmasıyla ön plana çıkıyor. Yeni kablo ile uluslararası internet veri trafiğinin daha da hızlandırılması da bekleniyor.
Grace Hopper, Google’ın tek denizaltı kablosu değil. Bu yılın başlarında da şirket, Doğu kıyısından Güney Amerika boyunca uzanan Firmina denizaltı internet kablosunu hayata geçireceklerini duyurmuştu.
Kabloyu inşa etme sözleşmesi bu yılın başlarında New Jersey kablo sağlayıcısı SubCom ile imzalandı. Google ve SubCom, daha iyi internet bağlantısı ve güvenilirlik için tasarlanmış yeni optik fiberler kullanıyor.
17. 09.2021 İngiltere, ABD ve Avustralya, Çin’e karşı güvenlik anlaşmasına vardı
İngiltere, ABD ve Avustralya, nükleer enerjili denizaltı teknik bilgisi dahil olmak üzere savunma alanında ileri teknolojilerin paylaşılacağı özel bir güvenlik anlaşmasına vardı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ABD Başkanı Joe Biden ve Avustralya Başbakanı Scott Morrison, yayımladıkları ortak bildiride, 3 ülkenin isimlerinin İngilizcedeki kısaltmasından oluşan “Aukus” adlı yeni bir güvenlik ortaklığının başlatıldığını duyurdu.
Açıklamada, Avustralya Kraliyet Donanması’nın nükleer enerjili denizaltılar edinmesini sağlamak için bu ülkenin destekleneceği belirtildi.
Avustralya’nın sahip olacağı nükleer enerjili denizaltıların, Hint-Pasifik’te istikrarı destekleyeceği ve bu ülkelerin ortak değerleri ile çıkarlarını desteklemek için kullanılacağı ifade edildi.
EK DESTEKLER DE ÖNGÖRÜLÜYOR
Amaçlarının “mümkün olan en erken tarihte” Avustralya’nın bu imkanı kullanabilir hale gelmesi olduğu vurgulanan metinde, savunma anlaşmasının ayrıca siber alandaki kapasiteler, yapay zeka ve ek denizaltı kapasiteleri üzerine de odaklanacağı kaydedildi.
Ortak açıklamada, Hint-Pasifik, “çözülmemiş toprak anlaşmazlıkları, terör tehditleri ve organize suçlar dahil potansiyel parlama noktalarına sahip bir bölge” olarak tanımlandı.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan İngiltere Başbakanı Johnson, anlaşmanın, “doğal müttefik” olduğunu söylediği üç ülkeyi her zamankinden daha fazla birbirine yakınlaştıracağını belirterek, “Bu ortaklık, çıkarlarımızı savunmak ve haklarımızı korumak için giderek daha hayati hale gelecek.” dedi.
ANLAŞMA ÇİN’E KARŞI YAPILDI
Bu ülkeler, anlaşmanın, Çin’in büyüyen bir askeri varlığa sahip olduğu Hint-Pasifik bölgesindeki çıkarlarını savunmak için hayati öneme sahip olduğunu düşünüyor.
Anlaşma nedeniyle Avustralya’nın Fransa’yla denizaltı yapma anlaşmasının iptali de gündeme geldi. Avustralya basınında çıkan haberlerde, 2016 yılında imzalanan ve 12 denizaltı yapılmasını öngören ve 50 milyar Avustralya Doları tutan anlaşmanın iptal edileceği belirtildi.
Çin’in artan etkisine karşı İngiltere’ye ait HMS Queen Elizabeth uçak gemisi, geçen hafta Hint-Pasifik bölgesine konuşlandırılmıştı.
15.09.2021 Antalya, 120 milyon liralık yat yatırımıyla yabancıların gözdesi oldu
Antalya Serbest Bölgesi, 2026 yılına kadar tamamlanacak olan 120 milyon liralık yat yatırımıyla yabancı yatırımcıların cazibe merkezi oldu. Antalya Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi AŞ Genel Müdürü Zeki Gürses, sektörün bu yatırımla dünyada söz sahibi olacağını dile getirdi.
Türkiye’nin ilk serbest bölgelerinden olan Antalya Serbest Bölgesi, geçen yıl başladığı ve 2026 yılına kadar tamamlanması planlanan 120 milyon liralık yatırımla şimdiden uluslararası yatırımcılar açısından cazibe merkezi haline geldi.
Antalya Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi AŞ Genel Müdürü Zeki Gürses, Türkiye yat üretim sektörünün dünyada daha fazla söz sahibi olması ve daha büyük yatların yapılması amacıyla geçen yıl 120 milyon liralık yatırıma başladıklarını anımsattı.
Gürses, Antalya Serbest Bölgesi’nde 70 metre ve üzeri daha büyük yatların yapılıp denize indirilmesi ve karaya çekilmesi amacıyla Türkiye’de ilk kez, dünyadaki en son teknolojik 2 bin tonluk shift lift sistemleri ve 560 ton kapasiteli vinç sistemleri kuruluş yatırımını tamamladıklarını anlattı.
ORTADOĞU VE DOĞU AKDENİZ İÇİN ÖNEMLİ MERKEZ OLDU
Antalya Serbest Bölgesi’ndeki yat firmalarının gerçekleştirdikleri projelerle 20 yılda yat üretim sektöründe “Antalya Markası” yarattıklarını ifade eden Zeki Gürses, şöyle devam etti:
“Yaptığımız ve devam edecek yatırımlarla bundan böyle 90 metreye kadar lüks yatlar da üretilebilecek. Bu yatırım Türkiye yat sektörünün dünyadaki çıtasını daha da yukarıya çıkaracak. Serbest bölge çıkış kapısındaki rıhtımların yükleme ve bağlama kapasitesi de artacak. Rıhtımdaki bağlama kapasitemiz 436 metreye kadar ulaştı. Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de bu kadar büyük kapasitede yat bakım onarım merkezi yok. Antalya Serbest Bölgesi Ortadoğu ve Doğu Akdeniz için önemli yat bakım onarım merkezi haline geldik. Yat bakım onarım için 35 bin dönüm alan yarattık. Bu yatırımla birlikte bölgedeki yat firmalarımız uluslararası yeni anlaşmalar yapmaya başladı. 70 metre ve daha yukarı yatların bakım ve onarımı da yapılabilecek.”
“PANDEMİDE ÜRETİM HİÇ AKSAMADI, İSTİHDAM ARTTI”
Dünya’da yer alan habere göre, Antalya Serbest Bölgesi’nde pandeminin üretimi hiç aksatmadığını aksine istihdamın artmasına neden olduğunu anlatan Zeki Gürses, son yapılan yatırımla bölgesinin uluslararası yatırımcılar için cazibe merkezi haline geldiğini söyledi. Zeki Gürses, şöyle devam etti:
“İstihdam sayımız 5 binden 5 bin 529’a ulaştı. Yabancı yatırımcılar bölgemizde yatırım yapmak için yer arıyor. Markalaşmak isteyen yerli yat firmalarımız da Antalya Serbest Bölgesi’ni tercih ediyor. Tuzla Tersanesi’nden birçok firma Antalya’ya gelmek istiyor. Hollandalı, Japon, Ukraynalı ve daha birçok yabancı firma Türk ortaklarıyla yatırım için yer arayışında. Antalya Serbest Bölgesi, uluslararası yabancı yatırımcıların da cazibe merkezi oldu.
21 LÜKS TEKNE TESLİM EDİLDİ
Antalya Serbest Bölge Genel Müdürü Zeki Gürses, 2021 yılbaşından bu yana bölgede yapımı ve test aşamaları tamamlanan 21 adet lüks yatın sahiplerine teslim edildiğini bildirdi.
Gürses, “Bu yıl içinde 75 milyon dolar değerinde 11 metre ile 57 metre büyüklükte aralarında askeri gemiler de olmak üzere 21 yatı teslim ettik. Bu yatlar Bulgaristan, Hollanda, Güney Afrika ve Senegal ile çeşitli ülkelere gönderildi. Antalya Serbest Bölgesi’nde 20 yılda 500 adet üretilip teslim edilen yatların toplam boyu da 9 bin 477 metreye ulaştı” diye konuştu.