21.03.2022 Çin Tersaneleri, 2.5 Milyar Dolarlık Yeni Gemi Siparişi Aldı
Salgın, ulaştırma ve nakliyat fiyatlarını, dolayısıyla da gemi işletme şirketlerinin gelirlerini artırdı. Bunun sonucunda armatörlerin de yeni gemilere ihtiyaç hissetmeleri, Çinli gemi yapımcılarına talep yağmasına neden oldu.
Armatörlerin yeni gemilere ihtiyaç hissetmeleri, Çinli gemi yapımcılarına talep yağmasına neden oldu. Geçtiğimiz haftalarda Çin tersaneleri; en az 2.5 milyar dolar değerinde yük gemisi siparişi aldılar. Söz konusu siparişler, büyük oranda konteyner taşıyıcısı ve doğalgaz tankerlerinde yoğunlaşıyor. Bu gemilerin birçoğu alternatif yakıtlarla da çalışabilecek türde inşa edilecek.
Singapur’dan Pacific International Lines (PIL), Çin’deki Jiangnan Tersanesi’ne 4 adet toplam 14 bin standart konteyner kapasiteli ve çift yakıtlı gemi siparişi verdi. Abu Dhabi National Oil Co (ADNOC) yine Jiangnan Tersanesi ile her biri 175 bin metreküplük ve 200 milyon dolarlık 2 LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) tankeri inşası için sözleşme imzaladı.
Öte yandan Japon armatörlük şirketi Star Ocean Marine de 1 Mart tarihinde Çin’in Zhoushan Changhong International Tersanesi ile her biri 2 bin 500 konteyner kapasiteli 2 adet konteyner gemisinin inşası için el sıkıştı.
Ülkenin en büyük tersanelerinden olan China State Shipping Corp., geçtiğimiz Aralık ayında mevcut taahhütlerinin 2023 ve 2024 yıllarını doldurmuş bulunduğunu açıklamıştı.
Ayrıca, küresel düzlemde deniz nakliyat şirketleri sürekli yeni gemi ısmarlama yoluna gidiyor. Lojistik hizmetleri konusunda uluslararası danışmanlık yapan One Shipping’in kurucusu Zhong Zhechau, bunlardan özellikle Mediterranean Shipping Co (MSC) firmasının sürekli genişleme ve bu doğrultuda yüksek fiyatla gemi satın alma eğiliminde olduğunu belirtiyor. Bu kadar gemi/tanker talebi, armatörlerin rekabet iddiasından ve salgın nedeniyle ivme kazanan deniz nakliyatının bundan böyle de artık düşük fiyatlı bir taşıma yöntemi olarak rağbet göreceğine ilişkin beklentilerinden kaynaklanıyor.
Çin, 2021 yılında 22.8 milyon gros ton ile dünyanın en büyük gemi inşacısı olup küresel toplam kapasitenin yüzde 50’sine sahip. (Deniz Haber)
20.03.2022 Arktik Okyanusu, 2035’e Kadar Tüm Buzlarını Kaybedecek
Bilim insanları, iklim değişikliği nedeniyle 2035’te ilk kez Arktik Okyanusu’nun yaz aylarında tamamen buzsuz kalacağını söyledi.
Atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda artış yaşanıyor. Söz konusu sıcaklık artışının neden olduğu küresel ısınmadan en çok etkilenen yapılar ise buzullar oluyor.
Bilim insanları, iklim değişikliği nedeniyle 2035’te ilk kez Arktik Okyanusu’nun yaz aylarında tamamen buzsuz olabileceği konusunda uyardı.
BUZLAR KAYBOLUYOR
Yeni araştırmalar, en eski parçalardan bazıları da dahil olmak üzere Arktik deniz buzunun şaşırtıcı bir oranda inceldiğini ve kaybolduğunu gösteriyor.
NASA’nın desteklediği araştırma kapsamında IceSat-2 ve CryoSat-2 uydularından faydalanan bilim insanları, Arktik Okyanusu’nun son 20 yılda kış deniz buzu hacminin yaklaşık üçte birini kaybettiğini ortaya çıkardı. Yapılan açıklamaya göre, IceSat-2’nin 2019’da faaliyete geçmesinden bu yana, okyanustaki buz yaklaşık yarım metre kalınlık kaybetti.
“SONUÇLAR ŞOK EDİCİ”
NASA kutup bilimcisi ve çalışmanın baş yazarı Sahra Kacimi, “Bu düşüşü görmeyi gerçekten beklemiyorduk. Sadece üç kısa yıl içinde buzun bu kadar incelmesi şok edici.” ifadelerini kullandı.
BUZ TABAKASI GERİ GELMEYECEK
Bilim insanlarının yaptığı yeni araştırmaya göre, buz tabakası öylesine hızlı bir şekilde eriyor ki, küresel ısınma tamamen dursa bile buzlar kendini yenilemeyecek. Elde edilen sonuçlara göre, bölgede yağan yıllık kar nedeniyle oluşan kar tabakası, buzulların erime hızına yetişemiyor. Bu da küresel ısınma dursa bile buzulların erimeye devam edeceği anlamına geliyor.
20.03.2022 Buzullar Eriyor, Yeni Deniz Yolları Ortaya Çıkıyor
27 milyon kilometrekarelik buz ve deniziyle zengin enerji yataklarıyla dünyanın yeni ticaret rotası konumunda bulunan Arktik Bölgesi, buzullar eridikçe, küresel rekabetin ve güç çatışmasının ana merkezlerinden biri olmaya aday.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle dünya gözünü Karadeniz ve Baltık Bölgesi’ne çevirdi. Yani Arktik Okyanusu ve Kuzey Kutbu çevresinde de bir soğuk savaş yaşanıyor.
Rusya, Kanada, ABD, Norveç ve Danimarka’nın doğrudan Arktik okyanusuna sınırı bulunuyor. Bölgede tam 48 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunurken, buradaki kaynakla 90 milyar varil petrol ve 44 milyar varil doğal gaz sıvısı üretiliyor. Bu potansiyel, dünyada kanıtlanmış petrol rezervinin yüzde 6’sına, dünyadaki toplam doğal gaz rezervinin de yüzde 25’ine denk geliyor.
1982 YILINDA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER DENİZ HUKUKU SÖZLEŞMESİ
Aydın Üniversiesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, “Bu ısınmadan dolayı kaynaklanan buzulların erimesi bunlar bile şimdi düşünülüyor. Yani burada eridi olacak buralar? Buralar açık deniz.” dedi.
Bölgedeki güç mücadelesi 1920’lere dayanıyor. Ancak 1982 yılında Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinin imzalanmasıyla birlikte statü değişti. Ülkeler kendi kıta sahanlıklarında hak sahibi oldu. Ancak enerji kaynakları yoğun olarak kutup dairesini de içine alan, Lomonosov sıradağları bölgesinde bulunuyor.
Bu bölge BM tarafından belirlenen 200 deniz millik kıta sahanlığı bölgesinin dışında kalıyor. 5 ülkenin tamamı da, enerji kaynaklarının bulunduğu bölgelerde hak iddiasında bulunuyor.
Prof. Dr. Karaca, “Arktikte Çin, Kanada, ABD, Rusya, Fransa, Türkiye var. Var da var. Çünkü sahipsiz bölgeler ve Arktikin yeraltı kaynakları ya da denizaltı kaynakları çok aleni ve açık.” değerlendirmesini yaptı.
Bölgeyi önemli kılan diğer unsur ise buzulların erimesiyle yeni deniz yollarının ortaya çıkması. Rusya’nın Arktik Okyanusunda 24 bin 140 kilometrelik sahil şeridi bulunuyor. Bu da bölgenin ticaret yollarının büyük oranda Rusya tarafından kontrol edilmesini sağlıyor.
NÜKLEER BUZ KIRICI GEMİLER
Rusya, bölgede nükleer buz kırıcı gemilerle Arktik ticaret yolunu açık tutuyor. Kuzey’deki ticaret yolu stratejik öneme sahip. Çünkü Avrupa ve Doğu Asya arasındaki ticaret yolunu neredeyse yarı yarıya kısaltıyor. Avrupa’dan Doğu Asya’ya gidiş 21 bin kilometreyken, Arktik rotasının uzunluğu sadece 12 bin 800 kilometre.
“RUSLAR AÇIK DENİZDEKİ VARLIĞIN AYRI BİR AVANTAJININ BİLİNCİNDE”
Prof. Dr. Ragıp Kutay Karaca, bölge ile ilgili şunları söyledi:
“Açık deniz olduğu için senin oradaki varlığın sana ayrı bir avantaj getirecek. Ruslar bunun da bilincinde. Belki orası bir dünya hattı olacak. şimdi yeni yeni gemiler çıktı kocaman kocaman buzları kırarak ilerliyor. Hiçbir şeyden etkilenmiyor. Bunlar ayrı bir ulaşım açısından, lojistik açısından önemli hale gelecek.”
Arktik ticaret yolu Çin için de büyük önem taşıyor. Rota Çin’in İpek Yolu Projesi’nin de deniz ayağını oluşturuyor. Çin bu yöntemle hem Avrupa’ya hem de Amerika’ya daha kısa bir rotadan varmayı amaçlıyor. (Deniz Haber)
20.03.2022 MAERSK, Metanol Tahrikli Gemileri İçin Tedarik Ortaklığı Kuruyor
A.P. Moller – MAERSK, 2025 yılı sonuna kadar yılda en az 730.000 ton yakıt tedarik etmek amacıyla yeşil metanol üretimini artırmak için 6 enerji şirketi ile ortaklık kurdu.
MAERSK’in Güney Kore’deki Hyundai Heavy Industries’de (HHI) inşa aşamasında olan ve 2024 ile 2025’te teslim edilecek karbon nötr metanol ile çalışabilen 12 adet 16.000 TEU çift yakıtlı konteyner gemisi bulunuyor.
Bu üretim kapasitesi ile en geç 2025 yılı sonuna kadar Danimarkalı deniz taşımacılığı devi, kendi gemileri için ihtiyaç duyulan yeşil metanolden çok daha fazlasının üretileceğini bildirdi. Tamamen geliştirildiğinde hem biyo hem de e-metanol projelerinin MAERSK’in çeşitli bölgelerde geniş ölçekte yeşil metanol tedarik etmesini sağlaması bekleniyor.
Ortaklığa katılan şirketler arasında Danimarka merkezli Ørsted ve European Energy, Çin merkezli CIMC ENRIC ve Green Technology Bank, ABD merkezli WasteFuel ve İsviçre merkezli metanol üreticisi Proman bulunuyor.
MAERSK Fleet & Strategic Brands CEO’su Henriette Hallberg Thygesen, “Dekarbonizasyona geçiş için yeşil yakıt üretiminde önemli ve zamanında bir ivmeye ihtiyacımız var. Yeşil metanol, bugün deniz taşımacılığı için piyasada hazır ve ölçeklenebilir tek çözümdür. Üretim, ekosistem ve dünya çapında işbirliği yoluyla artırılmalıdır. Bu ortaklıkların yeşil enerjiye geçişi başlatmak için önemli bir dönüm noktası olmasının nedeni budur” dedi.
Bu yılın Ocak ayında MAERSK, 1, 2 ve 3 kapsamları da dahil olmak üzere tüm işinde 2040 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflerine ulaşma taahhüdünde bulundu. (Deniz Haber)
19:03.2022 LNG, Avrupa için kısa vadede çözüm oluşturmuyor
Ukrayna-Rusya savaşı Avrupa’nın doğalgazda arz güvenliğini ana gündem maddelerinden biri haline getirdi. Sıvılaştırılmış doğal gaz alternatifi ön plana çıkıyor ancak bu birçok nedenden dolayı pahalı ve kusurlu bir alternatif olarak nitelendiriliyor.
Geçen yıl dünyada toplam 380 milyon tonluk sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ticareti gerçekleşti. Bunun yaklaşık 80 milyon tonluk kısmı Avrupa tarafından satın alınıyor.
Avrupa maksimum kapasiteyle tüm terminallerini kullansa dahi 145 milyon ton LNG alabilecek bir altyapısı bulunuyor. Bu da yaklaşık 65-70 milyon tonluk yedek kapasite olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle maksimum kapasitede LNG ithalatı bile Rus boru gazının yalnızca yarısını karşılayabilecek seviyede kalıyor.
Ayrıca, Avrupa ülkelerinin boru hattı güzergahlarını yeniden yapılandırması ve gazı kıyıdaki ithalat terminallerinden kıtanın iç kesimlerindeki talep merkezlerine taşımak için ara bağlantılar kurması gerekiyor.
Avrupa’da LNG’yi sisteme sunmak için en yüksek kapasiteye sahip ülkeler sırasıyla İspanya, Birleşik Krallık, Fransa ve Türkiye olarak dikkati çekiyor.
Herhangi bir LNG terminali olmayan Almanya da Rus doğal gazına bağımlılığı azaltmak için iki LNG terminali inşa ederek 2 yıl içinde faaliyete geçirmeyi planlıyor. Alman hükümetinin planlarına göre, terminaller Brunsbüttel ve Wilhelmshaven kentlerinde inşa edilecek.
AB’NİN İTHALAT BAĞIMLILIĞI
AB ülkelerinin yıllık doğal gaz ihtiyacı, toplam 340-350 milyar metreküp arasında değişiyor. Geçen yıl AB ülkeleri, Rusya’dan boru hattıyla günde ortalama 380 milyon metreküp, yıllık ise yaklaşık 140 milyar metreküp gaz ithal etti.
Rusya’dan ithal edilen toplam 155 milyar metreküp, 2021’de AB’nin gaz ithalatının yaklaşık yüzde 45’ini ve toplam gaz tüketiminin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturdu. Bunu yüzde 23’le Norveç, yüzde 12’yle Cezayir, yüzde 6’yla ABD ve yüzde 5’le Katar izledi. Bunun yanı sıra LNG şeklinde yaklaşık 15 milyar metreküp teslimat yapıldı.
RUSYA AVRUPA’YA İKİ AYRI ŞEKİLDE DOĞAL GAZ GÖNDERİYOR
Rusya Avrupa’ya Kuzey Akım, Yamal ve Kardeşlik gibi ana boru hatlarıyla doğal gaz gönderiyor. Söz konusu gaz bölgesel depolardan Avrupa’daki ülkelere dağıtılıyor. Rusya, Avrupa’ya iki ayrı şekilde doğal gaz gönderiyor. Genellikle ve yaygın olarak süresi 10 ile 25 yıl arasında değişen uzun vadeli kontratlar ile tek seferlik gaz alım anlaşmaları yapılıyor.
Rusya’nın Avrupa’ya boru hattı gazı ihracatı rakamı, 2021 itibarıyla küresel LNG ticareti miktarıyla karşılaştırıldığında yaklaşık üçte birine denk geliyor.
LNG ÇÖZÜM MÜ?
Avrupa, tüm Rus boru hattı gazını LNG ile ikame edecek olsa, yaklaşık 275 milyar metreküp doğal gaz ithal etmesi gerekiyor. Bu da küresel LNG ticaretinin yarısından fazla bir miktar. Avrupa’nın ayrıca Rus LNG’sinin de yerini dolduracak alternatif kaynaklar bulması gerekiyor.
Rusya’dan gelen boru gazının yerinin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla doldurulması için de 370 gigavatlık rüzgar santralinin Avrupa’da kurulması gerekiyor. Avrupa 2015 ile 2020 arasında yıllık 14 gigavatlık rüzgar enerji kapasitesi oluşturdu. Avrupa’nın nükleere yönelmesi durumunda da Rus gazının yerini doldurabilmesi için şu andaki kurulu nükleer güç olan 115 gigavat kadar kurulum yapması gerekiyor.
LNG, Rus boru gazı için bir ikame olsa da pahalı ve kusurlu bir alternatif olarak nitelendiriliyor. AB, daha fazla LNG almak istese de teslim edildikten sonra sıvılaştırılmış gazın tekrar gazlaştırılması gerekiyor. Bunlar da ek maliyetler oluşturuyor.
Küresel LNG ticaretinde alıcı ve satıcı arasında sabit vadeli doğal gaz sözleşmeleri sağlanması da kolay bir süreç değil. AB’nin tamamen LNG’ye yönelmesi dalgalanma eğiliminde olan fiyatlar ve talebin arz karşısında artması nedeniyle fiyat şokuna da sebep olabilir.
Yeni bir doğal gaz kuyusu haftalar içinde üretime alınabilse de, doğal gazı sıvılaştırmak için yeni bir tesis veya LNG almak için bir ithalat terminali inşa etmek, gerekli izinleri, arazi sözleşmelerini ve milyarlarca dolarlık finansmanı elde etmek birkaç yıl alıyor.
Gerekli, özel tankerleri inşa etmek de zaman ve büyük bir mali yatırım gerektiriyor. Dolayısıyla yakın gelecek için dünya, halihazırdaki LNG altyapılarıyla sınırlanmış bir durumda bulunuyor. Uluslararası Gaz Birliği’ne göre, dünyanın dört bir yanına dağılmış yaklaşık 50 LNG tesisi ve 150 ithalat terminali bulunuyor. Kargoları taşıyabilecek gemi sayısının da 650 olduğu tahmin ediliyor.
Tüm bu veriler göz önüne alındığında Rus gazına bağımlı Avrupa kıtasının alternatif olarak değerlendirdiği LNG, kısa vadede hayata hızla geçirilecek bir kaynak görüntüsü sergilemiyor. (Deniz Haber)
17.03.2022 Göcek koyları, etkin bir koruma modeliyle yönetilecek
Çevre Bakanlığı, Göcek Körfezi’nde oksijen ve besin kaynağı olması sebebiyle denizlerin ormanları olarak tanımlanan deniz çayırlarının korunması, tekne ve yatlarda biriktirilen evsel atıkların denizlere boşaltılmaması ve kıyıdaki ağaçların zarar görmemesi için 6 etaplık bir proje başlattı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü; binlerce yıllık tarihsel zenginliği ve mavi yeşil doğasıyla Doğu Akdeniz’de çok önemli konuma sahip olan, deniz turizminde en çok tercih edilen rotaların başında gelen, yerli ve yabancı tekne ile yatların en çok ziyaret ettiği koylar arasında bulunan Fethiye Göcek Koylarını koruma altına almak için harekete geçti.
Özellikle pandemi döneminde yoğunluğu daha da artan; kontrolsüz kullanımlar sebebiyle su kalitesinin bozulmaması, denizaltı biyoçeşitliliğin azalmaması, en büyük karbon yutak alanlarından olan ve oksijen-besin kaynağı olması sebebiyle denizlerin ormanları olarak tanımlanan deniz çayırlarının zarar görmemesi için Bakanlık tarafından “Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi Göcek Körfezi Mapa, Şamandıra ve Çevre Koruma Projesi” hazırlandı.
Projeyle; tekne ve yatların gelişigüzel demir ve çapa atarak deniz canlılarının beslenme, barınma ve üreme bölgeleri olan ve IUCN kriterlerine göre nesli kritik derecede tehlike altında bulunan deniz çayırlarına zarar vermesinin, koylardaki ağaçlara bağlanan tekne halatlarının yeşil bitki örtüsünü tahrip etmesinin, yatların atık boşaltımı yaparak koyları kirletmesinin ve sualtı ekolojisinin yok olmasının önüne geçilecek.
AKILLI ŞAMANDIRA SİSTEMİYLE 7/24 İZLEME YAPILACAK, GELİŞİGÜZEL DEMİR ATILAMAYACAK
Tekne ve yatların denize demir ve çapa atmalarına engel olmak amacıyla; tekne ve yat kapasitesi dikkate alınarak koy toprağına yeterli sayıda mapalar yerleştirilecek, deniz tabanına tonozlar konulacak, şamandıralar bu tonozlara bağlanacak ve teknelerin kıyılarda yer alan ağaçlara halat bağlamalarına izin verilmeyecek.
Akıllı şamandıra sistemi sayesinde denizde anlık klorofil değerleri, oksijen oranı, bulanıklık ve su kalitesi 7/24 izlenecek. Şamandıraların bağlı olacağı yapay resif özellikli tonozlar ise gözenekli yapıları sayesinde aynı zamanda deniz canlılarının beslendiği, barındığı yuvalar ve yumurtlama alanları olacak.
ATIK ALIM TEKNELERİ ÇOĞALACAK
Proje kapsamında atık alım teknelerinin sayı ve kapasiteleri artırılacak. 400 tonluk ana atık gemisi ve ona eşlik eden 3 adet 20 tonluk atık alım teknesi işletilecek. Atık alım teknelerindeki kapasitelerin artırılması ile birlikte atıkların alınması daha hızlı sağlanacak. Bu sayede tekne sahiplerinin konakladıkları noktadaki atık alım bekleme süreleri daha da kısalacak. Takip sistemi sayesinde denizlere atık bırakılmasının da önüne geçilecek.
MOBİL UYGULAMA TÜM İHTİYAÇLARA CEVAP VERECEK
Bölgeye giren tekne sahiplerine büyük kolaylık sağlayacak bir mobil uygulama hazırlanacak ve uygulama akıllı telefonlara ücretsiz olarak indirilebilecek.
6 modülden oluşacak uygulamanın akıllı şamandıra sistemi destekli “VIP transfer modülü” ile kullanıcılar, havalimanından teknelerin bulunduğu noktaya kadar hızlı ve konforlu şekilde ulaşacak.
“Şamandıra bul modülü” ile kullanıcılar, bölgedeki tüm şamandıralarda bulunan CPS cihazları ve her şamandıraya özel tanımlanan karekod sistemi sayesinde boş bağlama lokasyonlarını sistemdeki harita üzerinden koordinatlı olarak görebilecek. Kullanıcılar henüz kıyıdayken boş olan şamandıraların yerini GPS üzerinden tespit edecek ve seçtiği herhangi bir noktaya vakit kaybetmeden ulaşabilecek.
“Kumanya ve temiz su talep modülü” ile tekne sahipleri su ve kumanya için miktar ve zaman belirterek günlük taleplerde bulunabilecek. Tüm talepler GPS sistemi ile merkeze iletilecek. İhtiyaçlar teknelere en yakın noktalardan hızlıca karşılanacak.
“Acil durum yardım butonu” sayesinde kullanıcılar koylardaki yangın, kaza, arıza ve tüm acil müdahale gerektiren olayları merkeze haber verebilecek. Bildirilen acil müdahale noktaları yine GPS üzerinden anında tespit edilebilecek.
“İhbar modülü” ile koylardaki kirlilik, tekneler tarafından deşarj edilen atıklar, yasa dışı faaliyetler ve benzeri durumlar tek bir tuş sayesinde uydu ile irtibat kurularak ilgili makamlara ve resmî kurumlara iletilebilecek. Bildirilen noktaya gerekli müdahale ivedilikle yapılabilecek. Bu sayede koylardaki kaçak atık su deşarjlarının önüne geçilecek.
“Atığımı al modülü” ile tekneler varsa seyir kaynaklı atıkları yoksa koyda konakladıkları sürede oluşacak atıkları için atık alım talebi oluşturabilecek. Atık alım tekneleri, teknelerden alınan tüm atıkları sıfır emisyonlu ve yüzer bir atık kabul tesisi olarak tasarlanan Mavi-Kuş atık alım gemisine aktaracak.
Projenin hayata geçirilmesi ile her yıl izleme çalışması yapılarak deniz çayırlarının gelişimi, su kalitesi ve projenin bölgeye olan katkıları gözlemlenecek.
6 ETABIN İLKİ İÇİN DÜĞMEYE BASILDI
Koylardaki tekne ve yat kapasitesini karşılayacak, konaklayanların birçok temel ihtiyacına cevap verecek ve doğa katliamının önüne geçerek eşsiz mirasın korunmasını sağlayacak projenin hayata geçirilmesi için ilk adım atıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, proje kapsamında oluşturulan 6 etaptan ilk etabın ihalesini gerçekleştirdi. İnceburun, Osmanağa, Günlük ve Boynuzbükü koylarını içine alan 1. Etap ihalesi kapsamında tekne bağlama amaçlı 99 adet mapa ve 59 adet şamandıra sistemi kurulacak.
Toplam 19 koydan oluşan 6 etaptan geriye kalan 5 etabın ihaleleri de yıl içerisinde yapılarak Göcek Körfezi ekolojisi ve deniz ekosistemi korunacak ve yat turizmi sürdürülebilir hâle getirilecek.
VERİLER KAMUOYUNA DUYURULACAK
Göcek Koylarında su kalitesi incelemesi, denizaltı biyoçeşitliliği takibi ve “Pocidonia oceanica” adı verilen deniz çayırlarının durumunun izlenmesi çalışmalarını periyodik olarak gerçekleştiren Bakanlık, proje öncesi ve sonrasına ait verileri kamuoyu ile paylaşacak. Paylaşılan veriler sayesinde projenin yararlılığı da ortaya konmuş olacak.
17.03.2022 BAE’ye ait otomobil yüklü Al Salmy 6 isimli Ro-Ro gemisi, Basra Körfezi’nde battı
Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait 30 kişilik mürettebatı bulunan Al Salmy 6 isimli geminin Basra Körfezi’nde kötü hava koşullarından dolayı battığı bildirildi.
Birleşik Arap Emirlikleri’ne ait otomobil taşıyan Al Salmy 6 isimli Ro-Ro gemisi, İran’ın Asaluyeh Limanı’ndan 30 mil uzakta battı. İran devlet televizyonu, batan geminin BAE’ye ait olduğunu duyurdu.
Salem Al Makrani Kargo Şirketi Operasyon Müdürü Yüzbaşı Nizar Qaddoura, Associated Press’e yaptığı açıklamada, Al Salmy 6 isimli Ro-Ro gemisinin İran açıklarında battığını doğruladı.
Buşehr Liman ve Denizcilik İdaresi Güvenlik İdaresi Başkanı Hüccet Kevseri, fırtınanın Basra Körfezi’ndeki gemilerin hareketini ve denizcilik faaliyetlerini aksattığını belirterek “Birleşik Arap Emirliği’ne ait otomobil taşıyan gemi, Basra Körfezi’ndeki şiddetli fırtına nedeniyle Asuliye Limanı’na 30 mil mesafedeyken battı” dedi.
1983 yılında inşa edilen 138 metre uzunluğunda, 21.77 metre genişliğindeki geminin mürettebatını kurtarmak için bölgeye kurtarma ekipleri gönderildiğini kaydeden Kevseri, 30 kişilik mürettebatın can yelekleriyle suda kurtarılmayı beklediğini ve helikopter desteği talebinde bulunduklarını aktardı.
Gemideki 16 mürettebatın kurtardığı öğrenilirken diğer 11 kişinin cankurtaran salına bindiği bildirildi. 1 mürettebatın çevredeki bir tanker tarafından kurtarıldığı ifade edildi. 2 mürettebatın ise, hala suda kurtarılmayı beklediği kaydedildi.
Dubai merkezli bir şirkete ait gemideki mürettebatın Sudan, Hindistan, Pakistan, Uganda, Tanzanya ve Etiyopya vatandaşlarından oluşuyordu. Otomobil taşıyan gemi, Irak’ın Umm Qasr Limanı’na gidiyordu. (Deniz Haber)