Mersin Deniz Ticaret Odası Meclis Üyeleri, bir dizi temas ve inceleme için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret etti. Düzenlenen toplantıda Kıbrıs Türk Ticaret Odası Meclisi Üyeleri ile bir araya gelen MDTO Meclisi, programları kapsamında Gazimağusa Limanı ile Famagusta Tersanesi’nde incelemelerde bulundu. MDTO Heyeti Silifke Ticaret ve Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen IV. Liderlik Akademisi ve Yönetim Kongresi’ne de katıldı.
Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Meclis Üyeleri, bir dizi temas ve inceleme için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret etti. MDTO Heyeti ilk olarak Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) Meclis üyeleri ile bir araya geldi. Düzenlenen toplantıda liman özelleştirmeleri, kruvaziyer turizm ve Taşucu Limanı konularında görüş alışverişinde bulunuldu.
Toplantının açış konuşmaları KTTO Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Deniz ve MDTO Meclis Başkanı Jozef Atat tarafından yapıldı. KTTO Yönetim Kurulu Başkanı Deniz, Mersin’in KKTC’nin dışa açılan kapısı olduğunu belirterek “Bize uygulanan ambargolara karşı dış dünyaya ulaşabiliyorsak bunu Mersin’e borçluyuz. Biz sizi kendimiz gibi görüyoruz. Ayrımız gayrımız yoktur. Son zamanlarda gelişen iş ve kişisel ilişkilerimiz memnuniyet vericidir” diye konuştu.
KKTC’nin artan ticaretinin ihtiyaçlarını karşılamak için liman hizmetlerinin geliştirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Deniz, “Limanlardaki işlerin en kısa sürede tamamlanması, elleçleme işlerinin çağdaş ölçülere kavuşturulması, rekabet gücümüzü artırmak ve piyasamızı ucuzlatmak açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
KKTC gündeminde bir süredir limanların özelleştirmesi olduğunu ifade eden Deniz, bu süreçte MDTO Yönetiminin deneyiminden faydalanmak istediklerini belirterek, ‘Ortaya çıkabilecek sorunlar ve bunları nasıl aşabileceğimiz, bizim ölçeğimizdeki ve konumumuzdaki bir yarımadada liman işletmeciliği için en doğru modelin ne olduğu gibi konulara sizlerle birlikte yanıt aramak isteriz’ ifadelerini kullandı.
MDTO Meclis Başkanı Jozef Atat ise, tarih boyunca stratejk önemini koruyan Kıbrıs’ın, dün olduğu gibi bugün de Orta Doğu’ya açılmak isteyen ve Doğu Akdeniz’de kontrolü elinde tutmak isteyen devletler için, temel mücadele alanı olduğunu ancak Türkiye ve KKTC arasındaki bağın Akdeniz’de sergilenen çıkar ilişkilerinin çok uzağında; yüzyıllar öncesinden gelen köklü ve derin bir kardeşlik bağı olduğunu söyledi.
Kıbrı Türklerinin yıllardır haksız izolasyonlara maruz kalıp mağdur olduklarını vurgulayan Atat, Kıbrıs’ta barışın ve adaletin tesis edilmesinin temelinde, KKTC’nin siyasi, toplumsal ve ekonomik açıdan daha fazla güçlenmesinin yattığını, dünya siyasetinde haklı olmanın yetmeyeceğini aynı zamanda güçlü de olmak gerektiğini, bunun için de her iki ülkenin aldığı askeri ve diplomatik tedbirlerin yanı sıra ticaretin daha fazla gelişmesinin ve KKTC’nin ekonomik olarak daha fazla güçlenmesinin şart olduğunu söyledi.
KKTC’nin dünyaya açılabildiği tek çıkış noktası olan Mersin ile KKTC limanları arasındaki yük ve yolcu taşımacılığına ilişkin veriler paylaşan Atat şöyle konuştu:
‘Şu anda Mersin için 4 firma 5 Ro-Ro ile; Taşucu için 2 firma 2 Ro-Ro ve 2 deniz otobüsü ile hizmet veriyor. Odamız kayıtlarına göre bu yılın ilk 10 ayında Mersin- KKTC Ro-Ro hatlarında toplam 34.747 araç taşınmıştır.
Yine ilk 10 ayda Taşucu ve KKTC limanları arasında 68.276 ton ihracat; Mersin Limanı ile KKTC limanları arasında 228.274 ton ithalat, 97.592 yon ihracat olmak üzere toplam 325.866 tonyük hareketi gerçekleşmiştir.
Yılın ilk 10 ayında Mersin Limanı’nın toplam 35 milyon tonluk yükünün %1’ini KKTC yüklerinin oluşturduğunu bildiren Meclis Başkanı Atat, Mersin ve KKTC arasındaki ticareti daha efektif hale getirmek üzere gerek hükümetler ve TOBB nezdinde gerekse iki oda arasında düzenlenen toplantılarda çözümler arandığını, denizciler olarak kendilerinin de Mersin ve KKTC arasındaki deniz ticaretini daha da geliştirmek için çaba harcadıklarını kaydetti.
Toplantının devamında KTTO Meclis Üyelerinin sorularını yanıtlayan Atat, Mersin Limanı’nın özelleşme süreci ile ilgili bilgiler verdi. O dönemde MDTO olarak Dubai Port Authority ile birlikte ihaleye girdiklerini kaydeden Atat, Dubaililerin ihaleden çekilmesiyle liman işletmesini Singapurluların kazandığını, kazanan firmanın ilk yıllarda limanda büyük yatırımlar yaptığını ancak bunların bugün yeterli olmadığını anlattı.
Kıbrıs’ın konumu Doğu Akdeniz’de önemliyse de hem güney hem kuzey tarafının çok büyük denizcilik hareketlerinde bulunamadığını ifade eden Atat, ‘Bu durum Mersin’in işine yaradı. Özelleştirmenin ardından 12 Bin TEU’luk gemiler Mersin’e gelip aktarmalarını Mersin üzerinden yapmaya başladılar. Irak’a İran’a, Suriye’ye hatta Bağımsız Devletler Topluluğu’na bile yükler gitmeye başladı. Bu da mersinin ufkunu açtı. Mersin Limanı, geçen sene kapanışını 2 milyon 150 bin TEU olarak yaptı. Bu seneki performansının da hemen hemen aynı olması ya da yüzde 1 veya 2’lik düşüşler yaşanması bekleniyor. Çünkü dünya ticaretinde daralma var ve bu da her yere yansıyor. Büyük armatörler Uzak Doğu’dan gelen seferlerini haftada bir yapıyorlardı şu anda 15 günde bire düşürdüler’ diye konuştu.
Bugün limanın tıkandığını söyleyen Atat, Mersin Limanı’ndaki genişleme projeleri hakkında bilgi verdiğin konuşmasında liman kapasitesinin bu yatırımla 2.8 milyondan 3.6 milyona çıkacağını belirtti.
Önümüzdeki 10 yılda böyle sıkıntılarla idare edilebileceğini ancak ileriki süreçte limanın yine sıkışacağını kaydeden Atat, Mersin için planlanan ancak hayata geçirilemeyen mega liman projesini hatırlattığı konuşmasında, söz konusu limanın Çandarlı ve Filyos limanları ile birlikte gündeme geldiğini, diğer iki liman tamamlanırken, Mersin’de bu yönde hiçbir faaliyet olmadığını belirtti, ‘Biz MDTO olarak her zaman her yerde söylüyoruz. 10 yıl sonra bu liman yine tıkanacak. Mersin’e bir mega liman şart’ dedi.
“Tavsiyem limanın özelleştirilmesi ve ufkunuzun açılmasıdır.”
Kıbrıs Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve KTTO Meclis Üyesi Yıltan Özkıraç’ın ‘Mersin Limanı yüklerinin yüzde 1’ini Kıbrıs yüklerinin oluşturduğu, söz konusu yüzdenin Gazimağusa ve Girne olmak üzere iki limana ait olduğu, özelleştirilmesi planlanan Mağusa Limanı’nın kapasitesi ve siyasi durumu nedeniyle büyük bir atılım yapamayacağı, bu haliyle herhangi bir firmanın bu limana yatırım yapmayacağı, özelleştirmenin tek çare olmadığı ve başka seçeneklerin de düşünülmesi gerektiği’ yönündeki görüşleri üzerine değerlendirmelerde bulunan Atat şöyle konuştu:
‘Mersin ve İzmir Alsancak limanlarının özelleştirilmesi aynı dönemde gündeme gelmişti.
İkisi için de ihale yapıldı. Mersin Limanı’nı MIP, İzmir’i Hutchison aldı. Ancak fiyatlar yüksek bulunduğu için Hutchison, ihaleden çekildi. Mersin Limanı özelleşti İzmir kaldı. Şimdi ikisi arasında büyük fark var. Alsancak atıl kaldı. İhaleyi alan yerli de yabancı da olsa özelleştirmenin büyük faydası var. Yüzde 1 dediğiniz rakam küçük bir rakam değil. Kıbrıs’a belki uluslararası şirketler gelmeyecektir. Ama yerli veya Türkiye’den liman işletmeleri gelebilir. Benim tavsiyem limanın özelleştirilmesi ve ufkunuzun açılması yönündedir. Devlet eliyle limancılık yapılmaz. Devlet kendi işini yapmalı, limancı limancılık yapmalı.
Bölgenin kruvaziyer turizm potansiyelini de değerlendiren Atat, geçmişte Kıbrıs’a gelen kruvaziyer gemilerinin olduğunu, o gemilerin Mersin’e de uğrak yaptığını, daha sonra gerek ambargolar gerek bölgedeki huzursuzluklar nedeniyle gemilerin artık gelmediğini söyledi. Türkiye’de kruvaziyer turizmin daha çok Marmaris ve Kuşadası bölgesinde geliştiğini, bölgedeki sorunların yanı sıra İsrail- Gazze Savaşı nedeniyle yakın zamanda Mersin ve Kıbrıs’a kruvaziyer gemilerinin gelmesine ihtimal vermediğini kaydetti.
“Özerk bir yapı düşünülebilir”
“Toplantıda söz alan MDTO Yönetim Kurlu Üyesi Atahan Çukurova, Mersin Limanı’nın özelleştirilmesi sürecinde aktif rol aldığını, liman yönetiminde Avrupa’da farklı modeller bulunduğunu söyledi. Çukurova şunları kaydetti:
Mersin Limanı’nın özelleştirilme sürecinde bayağı araştırma yaptık. O zamanki incelemelerimizde iki husus vardı. Birincisi, serbest ihale yöntemi ile limanın işletme hakkını en fazla veren firmaya vermek. Avrupa limanlarında yaptığımız araştırmada şunu gördük. Liman yönetimi özerk bir idare tarafından yapılıyor. Özerk idarenin içinde ticaret odaları oluyor, belediyeler oluyor. Limanla ilgili sivil toplum kuruluşları oluyor. Sizin de limanla ilişkili sivil kurumlarınız varsa onların da ortak olduğu, bir idare ile liman yönetilebilir. Bu idarenin içinde devletin de payı olabilir. Böyle bir sistemi de deneyebilirsiniz.
Çukurova, iki oda arasında bir çalışma grubu oluşturulabileceğini ve bu konuda bir rapor hazırlanabileceğini de sözlerine ekledi.
MDTO Heyeti Gazimağusa Limanı ve Famagusta Tersanesi’nde İncelemelerde Bulundu
MDTO Heyeti KKTC programlarında Gazimağusa Limanı ve Famagusta Tersanesi’ni ziyaret ederek KTTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Famagusta Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Gündoğdu’dan bilgi aldı.
Limanda yaşanan sorunlar hakkında bilgi veren Gündoğdu MDTO Heyetine tersanenin açık ve kapalı alanlarını gezdirdi, bakım onarım hizmetleri başta olmak üzere tersanede verilen hizmetleri anlattı.




