Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Genel Sekreteri Kpt. Mesut Öztürk, Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Ahilik Haftası kapsamında düzenlediği ‘Ahilik Kültürü ve Meslek Ahlakı Buluşmaları’ programına katıldı.
İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş’un katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte, İl Milli Eğitim Şube Müdürü İbrahim Halil Ulaş, Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Danışmanı Tarsus Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Yaman, öğrenciler ve velileri de yer aldı.
Mersin Amfi Tiyatro’da düzenlenen etkinlikte konuşan Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, ahiliğin Anadolu’da birlik, beraberlik, kardeşlik ve yardımlaşmanın en güzel örneklerini göstermiş olan milletimizin harcını oluşturan kurumlardan biri olduğunu söyledi. Durmuş; zamana yenik düşmeyen, rengi solmayan, değerinden bir şey kaybetmeyen ahiliğin, bugünün dünyasının ihtiyaçlarına da derman olacak en kıymetli hazinelerden biri olduğunu vurguladı.
Programda, Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Danışmanı Tarsus Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Yaman ‘Ahilik Geleneğinin Yerel Esnaflar Üzerindeki Rolü ve İş Ahlakına Olan Katkıları’ konulu bir konuşma gerçekleştirdi.
“Denizcilik, dünyanın en ağır iş kolları arasında ilk sıralarda yer alır”
Etkinlikte, MDTO Genel Sekreteri Kpt Mesut Öztürk denizcilik mesleğini tanıttı. Öztürk, denizciliğin; okyanusları, limanları, tersaneleri, gemileri, balıkçılığı ve turizmi kapsayan dev bir sektör olduğunu ve bugün modern ekonomilerin ve toplumların temel taşlarından biri olmayı sürdürdüğünü söyledi.
Denizciliğin teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren çok özel bir meslek olduğunu anlatan Kpt. Öztürk, etkinliğe katılan öğrencilere ve velilerine, mesleğin avantajlı yönleri ile zorlukları ve riskleri hakkında da bilgi verdi.
Denizciliğin gemi kullanımı, navigasyon, meteoroloji bilgisi, uluslararası denizcilik kuralları ve gemi mühendisliği gibi konularda uzmanlaşmayı gerektirdiğine dikkat çeken Kpt. Öztürk, bu yetkinliğe erişebilmek için uzun ve zorlu bir eğitim süreci gerektiğini belirtti.
Meslekten olmayanların çoğunlukla denizciliğin zorluklarından çok avantajlı yönlerini bildiğine işaret eden Öztürk, dünyayı gezme ve farklı kültürleri öğrenme fırsatı sunması, macera duygusunu tatmin etmesi, yüksek maaş imkânı ve kariyer garantili olarak görülmesi nedeniyle pek çok kişi tarafından cazip bir meslek olarak bilinen denizciliğin esasen dünyanın en ağır iş kolları arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkat çekti.
Haftaları, ayları bulan seyir süresince tehlikeye ve kazalara açık olan gemi insanlarının, açık denizde oldukça sert koşullarla mücadele ederken yangın, çatışma, batma ve hatta terör ve deniz haydutluğu gibi bir dizi tehlike ile de karşı karşıya kaldığını; sınırlı bir alanda, sınırlı sayıda kişi ile çalıştıklarını ve karaya hiç ayak basmadan kontratını tamamlayan gemi insanları bulunduğunu söyledi. Konuşmasında denizcilik ve ahilik gibi yüzyılları aşan iki farklı gelenek arasında ilk bakışta bir bağlantı kurmanın zor görünebileceğini, ancak her iki kavramın da ortak değerler ve ilkeler taşıdığını belirten Öztürk; zanaat ve ustalık, disiplin ve sabır, takım çalışması, kalite ve dürüstlük ve toplumsal sorumluluğun her iki alanın taşıdığı ortak değerler arasında sayılabileceğini kaydetti.