30.03.2021 ABD, 2020’de LNG İhracatının Yarısını Asya’ya Gerçekleştirdi
ABD, Asya’ya LNG ihracatını 2020’de yüzde 67 arttırarak toplam ihracatının neredeyse yarısını Asya’ya gerçekleştirdi.
ABD Enerji Bilgi İdaresi (EIA) verilerine göre, ABD’nin 2020 yılında Asya’ya sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatı, kısmen Çin’in ithalat vergisini kısması nedeniyle yüzde 67 artarak günde 120 milyon metreküp (3,2 milyar feetküp/gün) oldu.
Bu ise ABD’nin toplam LNG sevkiyatının (6,5 milyar feetküp/gün) hemen hemen yarısı.
EIA, ABD’nin Çin’e 2020’de vergileri yüzde 25’ten yüzde 10’a indirmesinin ardından ortalama 0,6 milyar feetküp/gün sevkiyat yaptığını açıkladı.
2019’da vergiler yüzde 25 iken sadece iki LNG kargosu sevkiyat yapılmıştı. 2020’de Hindistan’a sevkiyat ortalama 0,1 milyar feetküp/gün arttı.
ABD’nin Avrupa’ya LNG sevkiyatı ortalama 2,5 milyar feetküp/gün oldu. Bu 2019’a göre 0,6 milyar feetküp/gün artış anlamına geliyor. (denizhaber.net)
29.03.2021 Ever Given Konteyner Gemisi, Sonunda Kurtarıldı
Mısır Cumhurbaşkanı Müsteşarı Mehab Memiş, geçtiğimiz Salı günü Süveyş Kanalı’nda karaya oturan Ever Given isimli konteyner gemisinin kurtarıldığını söyleyerek geminin yüzdürülme işleminin başarıyla tamamlandığını duyurdu.
Süveyş Kanalı’nda sıkışan Evergreen şirketine ait Ever Given isimli mega konteyner gemisi, günlerdir süren çalışmalar sonucunda kurtarıldı.
Salı günü karaya oturan gemi, Cumartesi günü 30 metre yüzdürülmüştü. Bu gelişme sonrasında çalışmalara hız verilmiş, geminin kurtarılması için yoğun bir çaba harcanmıştı.
Bugün yapılan çalışmalar sonrası gemi, tamamen kurtarıldı. Geminin yükünün boşaltılması için Timsah Gölü’ne götürüldüğü öğrenildi.
Öte yandan Süveyş Kanalı İdaresi, yeniden kanalın deniz trafiğine açıldığını açıkladı.
GEMİ KURTARILDI
Mısır Cumhurbaşkanı Müsteşarı Mehab Memiş, Süveyş Kanalı’nda karaya oturan geminin yüzdürülme işleminin başarıyla tamamlandığını duyurdu.
Devlete ait Ahbar el-Yevm gazetesinin haberine göre Memiş, kanalda yaşanan son gelişmeler hakkında açıklama yaptı.
Geminin yüzdürülme işleminin başarıyla tamamlandığını ifade eden Memiş, halihazırda gemiyi inceleme çalışmalarının yürütüldüğünü aktardı.
SİSİ TEŞEKKÜR ETTİ
Mısır Cumhurbaşkanı Abdul Fattah es-Sisi, sosyal medya hesabında konteyner gemisinin yeniden hareket etmesini kutladı.
Sisi, “Bu krizin sona ermesinde teknik ve pratik destek sağlayan bütün Mısırlılara teşekkür ederim. Bugün, Mısırlıların her zaman sorumluluk sahibi olduklarını kanıtladı. Mısırlıların büyükbabaları tarafından inşa edildi. Mısırlıların kendi geleceklerine kendi karar verecek” ifadelerini kullandı.
Es-Sisi, “Mısırlılar, bu süreçte teknik zorluluklara rağmen Süveyş Kanalı’ndaki geminin krizine son vermeyi başardı” dedi.
KANAL KISMEN AÇILMIŞTI
Ever Given gemisi, 7 günlük çalışmalar sonucu bu sabah saatlerinde yüzdürülebilmişti. Çalışmaların ardından gemi yüzdürülürken diğer gemilerin geçişi için alan açılmıştı. Süveyş’te trafik sınırlı da olsa yeniden açılmıştı. Gemiyi yerinden hareket ettirmek için 14 römorkör kullanılmıştı.
NE OLMUŞTU?
Ever Given isimli gemi, 24 Mart’ta ülkede yaşanan kum fırtınası ve kötü hava koşulları nedeniyle karaya oturmuştu. 400 metre uzunluğunda, 59 metre genişliğindeki konteyner gemisi, Çin’den Hollanda’ya gidiyordu.
Geminin dar kanalda sıkışarak geçiş yolunu kapatması sonucu kanalda uzun gemi kuyrukları oluşmuş ve deniz trafiğinin durması nedeniyle ham petrol ve LNG sevkiyatlarında aksamalar yaşanmıştı. (denizhaber.net)
29.03.2021 MSC TINA İskeleye Çarptı
Türk limanlarına sefer yapan en büyük konteyner gemisi olan MSC TINA, 27 Mart günü saat 23.00 sularında Ambarlı Marport Batı Terminali’ne yanaşma operasyonu sırasında dolfini parçalayarak iskeleye bindirdi. Kazazede geminin bordosunda, 70 metre boyunda yırtık oluştu.
Türk limanlarına sefer yapan en büyük konteyner gemisi olan MSC TINA, 27 Mart 2021 Cumaretsi günü saat 23.00’ü sularında Ambarlı Marport Batı Terminali’ne yanaşma operasyonu sırasında dolfini parçalayarak iskeleye bindirdi. Kaza esnasında 398 metre boyundaki MSC TINA isimli konteyner gemisinin, iskele bordosunda 70 metrelik yırtık oluştu.
Deniz Haber Ajansı’nın edindiği bilgiye göre, MSC TINA isimli 398 metre boyunda, 59 metre genişliğinde ve 19 bin 224 TEU taşıma kapsietesine sahip Liberya bayraklı konteyner gemisi, yerel saat 21.30 sularında Marport Batı Terminali’ne yanaşmak amacıyla operasyona başladı.
MSC TINA gemisini kılavuzlayan kaptan Ozan Köseoğlu, 22.30 sularında gemiye binerek, yanaşma operasyonunu yönetmeye başladı. Uzmar Şirketine ait, bordoda ve kıçta bulunan 2 römorkör ile operasyona başlayan MSC TINA gemisi, yanaşma esnasında 3 knota yakın akıntının olması nedeniyle, hızını 4 knota çıkardığı ve Uzmar Şirketine ait 3’üncü römorkörü iskeleye yönlendirdiği öğrenildi.
Saatler 21.51 sularında akıntıdan dolayı dümen tutmayan MSC TINA isimli 398 metre boyundaki konteyner gemisinin yanaşması tehlikeye gireceğini düşünen kılavuz kaptan Ozan Köseoğlu, TAM YOL TORNİSTAN talimatı vermek istiyor. Ancak MSC TINA gemisinin İtalyan kaptanı, geminin kontrolünü el alarak, ileri diyerek, SANCAK ALABANDA talimatını veriyor.
Saat 23.00’i gösterdiğinde MSC TINA gemisi, terminal açığında bulunan dolfini parçalayarak Marport Batı Terminali’ne 4.1 knot hızla iskeleye çarpıyor. Geminin sancak ve kıçında bulunan Uzmar şirketine ait 2 römorkörü yeteri kadar gemiye müdahale edemezken, Uzmar’ın iskelede bulunan 3’üncü römorkörü, gemiye yanaşmış bir vaziyetet itme müdahalesi yaparak, MSC TINA gemisinin iskele kreynlere çarpmasını ve kazanın büyümesini önlüyor.
MSC TINA, MARPORT TERMİNALİNE KONTEYNERLERİ BOŞALTMAYA BAŞLADI
MSC TINA isimli konteyner gemisiyle ilgili Liman Başkanlığı tarafından yapılan soruşturmanın devam ettiği belirtilirken, bugün sabah saatlerinde MSC TINA gemisi Marport Batı Trminali’ne yanaştı.
Haberi hazırladığımız saatlerde, gemide bulunan 5 binin üstünde konteynerların bir bölümünün Marport Batı Terminali’en boşaltılacağı, diğer bölümün ise Asyaport Limanı’na inidirleceği kaydedildi.
Deniz Haber AJansı’nın yetkililerden aldığı bilgiye göre, MSC TINA isimli 398 metre boyundaki devasa konteyner gemisinin boşaltma işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte, geminin Tuzla veya Yalova’da bulunan bir tersaneye bakım ve onarım için gideceği belirtildi. (denizhaber.net)
27.03.2021 Küresel Konteyner Krizinde Kara Göründü
Pandemi nedeniyle son bir yılda yüzde 300’e yakın artan Uzakdoğu-Avrupa navlunu, zirveden döndü. Çin tatilinin bitmesinin yanı sıra iş insanlarının yüksek navlun nedeniyle Çin’den ithalatı kısması da bu düşüşte etkili oldu.
Küresel ticarete büyük darbe vuran konteyner krizinde rahatlama başladı. Çin limanlarındaki sıkışıklığın azalmasıyla son bir yılda yüzde 300 artan Uzakdoğu- Avrupa konteyner navlunu düşüşe geçti.
Sektör uzmanları, haziran ve temmuz ayında sıkıntının daha da azalacağını öngörüyor.
BULUNURLUK ENDEKSİ YÜZDE 50’DEN FAZLA ARTTI
Container xChange’e göre, Çin’deki konteynelerde uzun süredir yaşanan sıkıntı hafifl eme belirtileri gösteriyor. Konteyner bulunabilirlik endeksi (Container Availability Index-CAx), Çin yeni yılı (1 Ocak-20 Şubat) öncesine göre yüzde 56 arttı. Şangay için CAx; Çin yeni yılı öncesinden tatil sonrasına kadar 20 fitlik ve 40 fitlik konteynerler için sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 112 arttı.
Konteyner kiralama ve ticaret platformu Container xChange CEO’su ve Kurucusu Dr. Johannes Schlingmeier, yeni yıl kutlamaları sırasında Çin’in üretimindeki mevsimsel düşüşün normalden daha yumuşak olmasına rağmen, konteyner arz/talep dengesinde bir iyileşmeye hala izin verdiğini söyledi.
Dünya’dan Aysel Yücel’in haberine göre, konteyner fiyatları hala anormal düzeyde yüksek seyrediyor ancak, Container xChange verilerine göre, 20’lik konteyner navlunu, ocak ayındaki 5 bin 593 dolar zirvesinden dönerek, şubatta 3 bin 750 dolara geriledi. Nedeni ise konteyner arzının artması.
ÇİN YENİ YIL TATİLİ BİTTİ KAPASİTELER YENİDEN ARTTI
Dünyanın en büyük ikinci konteyner operatörü MSC’nin Türkiye Genel Müdürü Barış Dilek, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, “Şubat ayında Çin yeni yılı olduğunda operatörler servis iptalleri yaptı. O servis iptalleri 6, 7, 8 haftada arzdaki azalma nedeniyle navlunu yukarı çekti. Çin tatili bitince ve mart itibariyle servisler aktive olunca kapasite geri döndü, bu da navlundaki yükseliş baskısını azalttı” dedi. Dilek, Türkiye’deki bazı iş insanlarının kur nedeniyle siparişlerini beklemeye aldığını da söyledi.
Çin’de 5 ofisi bulunan Rif Line Lojistik’in Türkiye Genel Müdürü Mehmet Serkan Erdem, navlunun düşüşe geçmesinde Çin limanlarındaki sıkışıklığın giderilmesinin etkili olduğunu belirterek, yüksek navlun nedeniyle bu ülkeden yapılan ithalatın azalmasının etkili olduğunu söyledi. Erdem, “Zorunlu haller dışında hemen hemen herkes, ithalatını kıstı veya erteledi. İş insanları ‘mal bedeli kadar navlun ödüyoruz’ diye isyan etti. Dolaysıyla Çin’den talep azalınca limanlarda bir rahatlama oldu” dedi. Erdem, Çin’de hala ‘backlog’ olarak adlandırılan bekleyen ithalatların olduğuna dikkat çekerek, “Bunların erimesinin haziran ve temmuz ayına kadar sürebileceği öngörülüyor. Zaten beklenti haziran Temmuz da her şeyin normale döneceğiydi. Beklentilere paralel gelişmeler oluyor” diye konuştu.
BOŞ KONTEYNER, KÜRESEL SAVAŞLARI DENİZE TAŞIMIŞTI
Geçen yıl pandeminin başladığı ilk aylarda Çin’den ithalatın azalması ve limanlarda salgın kaynaklı yaşanan gecikmeler, boş konteyner tedarikinde sıkıntı yaşanmasına neden olmuştu. Bu durum konteyner navlununda hızlı yükselmeye neden oldu.
Çin-Avrupa navlununda artış son bir yılda yüzde 300’ü aştı. Yükselen lojistik maliyetlerin yanı sıra yeterli sayıda konteyner bulamayan üreticiler ihracat yapamayacak seviyeye geldi. İhracatçılar son altı aydır ürünlerini müşterilerine ulaştırmakta sorunlar yaşıyor. Konteyner bulabilen ihracatçı ise yüksek navlun ücretleri ile karşılaşıyor.
Konteyner krizi, ülkeler arasındaki ticaret savaşlarına yeni bir boyut kazandırmıştı. Boş konteynerler stratejik güç olarak kullanılmaya başladı. Çin’in boş konteynerleri topladığını, ABD’nin de ülkesinden mal almaya mecbur bıraktığını dile getirilmişti.
SÜVEYŞ’TEKİ KAZA, NAVLUNU ETKİLEYEBİLİR
Uzmanlar önceki gün Süveyş Kanalı’nda meydana gelen gemi kazasının yol açtığı tıkanmanın çözülememesi durumunda, Çin-Avrupa navlunlarındaki düşüş trendinin yavaşlayabileceği ya da yeniden artabileceği öne sürülüyor. Kazadan kaynaklı gecikmelerin, ticareti aksatabileceği, gemi ve konteynerde arzı azaltabileceği belirtiliyor. Kazadan bir günde 1,8 milyon TEU değerinde mal taşıyan 80’e yakın geminin hareketinin etkilendiği kaydediliyor.
KANALI AÇMA ÇABALARI SÜRÜYOR
Süveyş Kanalı’nda suların alçalması, her iki yönde trafiği tıkayan ve dünyanın en büyük nakliye sıkışıklığını yaratan 400 metre uzunluğundaki konteyner gemisi Ever Given’i yerinden çıkarma çabalarını yavaşlattı. Deniz hizmetleri firması GAC, 8 römorkörün kullanıldığı çalışmaların devam ettiğini, ancak rüzgar koşullarının ve geminin büyüklüğünün operasyonu engellediğini belirtti.
Kurtarma çalışmalarını yürüten Hollanda firma firması Bosakis CEO’su Peter Berdowski, çalışmaların duruma göre haftalar boyunca devam etme olasılığının görmezden gelinemeyeceğini açıkladı.
NAVLUN, MAL BEDELİNİ AŞTI, İTHALAT KISILDI
Küresel çapta yaşanan ve son bir yılda artarak devam eden boş konteyner sıkıntısı, Türk sanayicisine de büyük darbe vurdu. Hazır giyimden kimyaya, makineden mobilyaya birçok sektörde üretim durma noktasına geldi.
Ekipman bulunamadığı için malı gönderemeyen çok sayıda firmanın siparişi iptal oldu. Bazı firmalar ise navlunun mal bedelini geçmesi nedeniyle ithalattan ve bazı ürünlerin üretiminden vazgeçti. (denizhaber.net)
26.03.2021 Türkiye İle Norveç, Gemi Adamlarına Karşılıklı Denklik Verdi
Türkiye ile Norveç arasında yapılan anlaşmaya göre, Türk ve Norveçli gemi adamlarına karşılıklı denklik verildiği açıklandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, Türkiye ile Norveç arasında yapılan anlaşmaya göre Türk ve Norveçli gemi adamlarına karşılıklı denklik verildiğini duyurdu.
Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün sosyal medya hesabı Twitter’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sıradaki ülke Norveç…
Bayrağında 1000 GT üstü 1712 adet gemiye sahip olan ve 76 milyon DWT’lik filoyu kontrol eden Norveç ile imzaladığımız anlaşmayla; iki ülkenin gemi insanlarına karşılıklı denklik vererek, denizcilerimizin Norveç bayraklı gemilerde istihdamının önünü açtık.” (denizhaber.net)
26.03.2021 İsrail-İran Arasındaki Gemi Gerilimi Sürüyor
İsrail’e ait Kanal 12 televizyonu, Umman Körfezi’nde Tanzanya’dan Hindistan’a seyreden İsrail’e ait yük gemisinin İran füzeleriyle hedef alındığını iddia etti.
İran-İsrail arasındaki gerilim sürüyor. İsrail’e ait Kanal 12 televizyonu, Umman Körfezi’nde İsrail’e ait yük gemisinin İran tarafından füze ile hedef alındığını açıkladı.
Kanal 12, geminin İsrailli bir işadamına ait olduğunu ve Hindistan’dan Tanzanya’ya doğru yol aldığını bildirirken gemide hasar meydana geldiğini öne sürdü.
Kanal 12, olayın İsrailli güvenlik yetkililerine ve şirket sahiplerine bildirildiğini, gemide meydana gelen hasarın değerlendirildikten sonra yoluna devam edeceğini aktardı.
Haber, İsrailli güvenlik yetkililerine dayandırılırken, İran’dan henüz konuya ilişkin bir açıklama gelmedi.
İSRAİL, İRAN’I DAHA ÖNCEDE SUÇLAMIŞTI
İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, Şubat ayında İsrail’e at bir kargo gemisine yine Umman Körfezi’nde gerçekleşen saldırıdan dolayı İran’ı suçlamış ve Tahran yönetiminin gemiyi hedef aldığını iddia etmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı’ndan söz konusu iddialara ilişkin yapılan açıklamada ise, İsrail’in bilerek İran’ı hedef göstermeye çalıştığı belirtilmiş ve iddialar yalanlanmıştı. (denizhaber.net)
Cem Gürdeniz’den ‘Montrö’ Açıklamasına Sert Tepki
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un katıldığı bir televizyon programında söylediği “Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’nden kararname ile çekildiği gibi Montrö’den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir” sözlerine Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’den tepki geldi.
Gürdeniz, “Montrö’den vazgeçen Türkiye emperyalizme hizmet eder. Montrö’nün ortadan kalkmasının yaratacağı sonuçlar, KKTC’den; Mavi Vatan’dan vaz geçmekle ya da güneyimizde kukla bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermekle eş değerdir” dedi.
Gürdeniz, Şentop’un sözleri üzerine yaptığı açıklama şunları söyledi:
“TBMM Başkanının bir TV programında sarf ettiği “Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’nden kararname ile çekildiği gibi Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir” ifadesi eğer bir dil sürçmesi veya acele ile söylenmiş değilse Türkiye’nin ve mavi vatanın geleceğini son derece büyük tehlikelere atan sözlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Lozan Antlaşmasından 13 yıl sonra Türk Boğazları Bölgesinin topyekûn egemenliğini geri alan bu sözleşmenin 85 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kaldırılabileceğini söylemek ne hukuk normları ne de Türkiye’nin yüksek ulusal çıkarlarıyla uyuşmaz.
Lozan Antlaşmasını Cumhuriyetin omurgası kabul edersek bu omurganın en önemli tamamlayıcı kısmı olan Montrö sözleşmesi sadece Boğazların egemenliğini geri vermemiş aynı zamanda Karadeniz’de bir güvenlik rejimi tesis etmiştir. Montrö Sözleşmesi bugüne kadar İkinci Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve 11 Eylül 2001’e kadar devam eden Soğuk Barış dönemi ile 2001 sonrası ABD güdümündeki terörle mücadele dönemini başarıyla atlatmıştır.
Bugün de Montrö Sözleşmesi kuzey jeopolitik eksende Cumhuriyet için büyük bir güvence sağlayan, Karadeniz jeopolitiğimizin en önemli beka aracıdır. Bir nevi Kuzey Kalesidir. Montrö Sözleşmesinin hükümlerine hassasiyetle uyan Türkiye’nin soğukkanlı diplomasisi sayesinde, batının her türlü kışkırtmasına rağmen 2008 yazında yaşanan Gürcistan-Rusya ve 2014 baharında yaşanan Rusya-Ukrayna krizlerinde Türkiye’yi zora sokacak denizde bir çatışma ve tırmanma yaşanmamıştır.
Türkiye soğuk savaş dönemindeki hassasiyetle Montrö rejimini devam ettirmek zorundadır. Bu bir seçenek değil beka sorunudur. Montrö Sözleşmesinin ortadan kalkması Karadeniz’de büyük karmaşa ve bugünün küresel konjonktüründe silahlı askeri çatışma seviyesine çıkabilecek tırmanma koşullarını yaratır.
Değil kendi içimizde Montrö Sözleşmesi karşıtı söylemler, uluslararası ilişkilerimizde sözleşmeyi zora sokabilecek gelişmelere ve emrivakilere karşı dengeli politikalarımız devam ettirilmelidir.
Montrö’den vaz geçen Türkiye emperyalizme hizmet eder. Montrö’nün ortadan kalkmasının yaratacağı sonuçlar, KKTC’den; Mavi Vatandan vaz geçmekle ya da güneyimizde kukla bir Kürt devletinin kurulmasına izin vermekle eş değerdir.
Bu söylem, okyanusların yüzde yarımından küçük bir alana sahip olan Karadeniz’e, Montrö Sözleşmesinin kısıtlamaları nedeniyle istediği tonaj ve tipte savaş gemisi çıkaramayan ABD’yi ve peşindeki emperyalist deniz güçlerini şüphesiz son derece mutlu etmiştir.
Geçmişte de yönetimin benzer jeopolitik intihar girişimleri olmuştur.
Bu söylemin, 1 Nisan 2004 tarihinde KKTC’deki asker varlığımızın geri çekilmesi ve KKTC’nin sonlandırılarak ABD ve AB tarafından güneyden kuşatılmamızın kapısını açacak Annan Planına, KKTC Halkının evet demesi için Türkiye tarafından yapılan baskı ve propagandadan farkı yoktur.
Benzer şekilde 8 Nisan 2005 tarihindeki TBMM Başkanının Yunanistan’ın Ege’de kara sularını 12 mile çıkarmasını savaş nedeni sayan 8 Haziran 1995 tarihli Meclis kararının kaldırılması gerektiği yönündeki Yunanistan’ı sevindiren açıklamasından farkı yoktur.
Montrö Sözleşmesi Atatürk’ün dış siyaset dehası ve uluslararası konjonktürün yarattığı fırsatların olağanüstü birlikteliğinin ürünüdür. Son 85 yıldır bu sözleşme sayesinde Karadeniz, her an için bölge dışından gelen 40’tan fazla savaş gemisinin bir barut fıçısına dönüştürdüğü Basra Körfezi olmamıştır. Emperyalizmin batıdan ve güneyden Türkiye’yi kuşatmasına bu sözleşme sayesinde kuzeyden izin verilmemiştir. Karadeniz, Montrö sayesinde denge denizi olmuş, deniz ortamında barış ve istikrar bugüne kadar korunabilmiştir.
Sadece İkinci Dünya Savaşında gerek Mihver gerekse Müttefik devletlerin kendi yanlarında Türkiye’yi savaşa sokmak istemelerinin ve bu konuda büyük baskı yapmalarının asıl nedeninin Boğazlar olduğunu hatırlatmak isterim.
İç politika mülahazaları ile Türkiye’nin jeopolitik geleceği ve bekasını ilgilendiren vaz geçilemez çıkarlarımızın olduğu Montrö Türk Boğazları Sözleşmesinin lafzına ve ruhuna halel getirecek söylemler Girit, Dedeağaç, Güney Kıbrıs, Akdeniz, Romanya ve Bulgaristan’da her geçen gün artan emperyal baskı ve çevrelemenin tepe yaptığı ve hatta ABD Uçak Gemisi USS Eisenhower’ın Girit’te büyük bir gövde gösterisinde bulunduğu şu günlerde son derece talihsiz olmuştur. Türk kamuoyu bu söylemlerin yarattığı büyük beka tehlikesinin farkında olmalıdır.” (denizhaber.net)
25.03.2021 Hacizli Olan Aqua Herkules İsimli Ro-Ro Gemisi, Hatay’da Karaya Oturdu
Hacizli olması sebebiyle açıkta bekleyen Aqua Herkules isimli Ro-Ro gemisi, fırtınayla birlikte İskenderun sahiline sürüklendi.
Hatay İskenderun’da hacizli olduğu için 10 yıldır körfezden ayrılamayan Aqua Herkules isimli Ro-Ro gemisi, fırtına nedeniyle sürüklenmeye başladı.
Demir zincirlerinin koptuğu değerlendirilen gemi sürüklenerek Payas-Dörtyol açıklarında karaya oturdu.
192.59 metre uzunluğunda, 27.03 metre genişliğindeki 1980 yılında inşa edilen gemide mürettebatın bulunmadığı, yakıtının olmadığı, makinelerinin ve jeneratörünün de çalışmadığı öğrenildi.
DEMİR BÖLGESİNE ÇEKİLECEK
Geminin tehlike yaratmaması için hava şartları iyileştiğinde çekicilerle tekrar İskenderun Körfezi açıklarındaki demir alanına çekileceği bildirildi. (denizhaber.net)
24.03.2021 Kola Ve Ark Royal İsimli Gemiler, Süveyş Kanalı’nda Çatıştı
Rus Donanması Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Rus Donanması’na ait Kola isimli yakıt ikmal tankeri ile Barbados bayraklı Ark Royal isimli geminin Süveyş Körfezi’nin kuzeyinde çatıştığı belirtildi.
Rus Donanması Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Rus Donanması’na ait 1967 yılında inşa edilen Kola isimli yakıt ikmal tankeri ile 2000 yılında inşa edilen Barbados bayraklı Ark Royal isimli geminin Süveyş Körfezi’nin kuzeyinde çatıştığı belirtildi.
Çarpışma sırasında her iki geminin de Süveyş’e yaklaştığı belirtildi.
Rus Donanması Komutanlığı’na göre, her iki gemi de hafif hasar aldı ve seyre devam etti. Gemilerin daha sonra Süveyş Demirleme Sahası’nda demirlediği açıklandı.
Rus Donanması’na ait Kola isimli yakıt ikmal tankerinin Sudan’dan Akdeniz’e vardığı bildirilirken Ark Royal isimli geminin Süveyş’e Singapur’dan geldiği kaydedildi. (denizhaber.net)
24.03.2021 Yurt Dışındaki Gemi Adamlarının Belge Geçerlilik Süresi 30 Haziran’a Kadar Uzatıldı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’nce denizcilere verilen gemi adamı cüzdanı, gemi adamı yeterlik belgesi, STCW sertifikaları ve sağlık yoklama belgelerinin süresi, yurt dışındaki gemi adamları için 30 Haziran’a kadar uzatıldı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, kurum, liman başkanlıklarının yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşlara, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında alınan kararlara ilişkin yazı gönderdi.
Bu kapsamda, denizcilere verilen gemi adamı cüzdanı, gemi adamı yeterlik belgesi, STCW sertifikaları yurt dışında bulunan gemi adamları için 30 Haziran’a kadar geçerli olacak.
Yurt dışında belge yenileme sürecinin yeni problemler doğuracağı düşünülerek Denizcilik Genel Müdürlüğü’nün talebi üzerine Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nden alınan yazıyla halihazırda ülke dışında seferde bulunan denizcilerin, sağlık yoklama belgeleri de herhangi bir onaya ihtiyaç duyulmadan 30 Haziran’a kadar kullanılabilecek.
Gemilere Türkiye’den katılacak mürettebatın ise belgelerini yenilemeleri gerekiyor.
İhtiyaç halinde yurt dışındaki denizcilik idarelerine sunulmak üzere Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü tarafından Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne gönderilen yazı, diğer ülkelere de duyuruldu. (denizhaber.net)
24.03.2021 Mısır’da Kum Fırtınası Nedeniyle 3 Liman Kapatıldı
Mısır’da kum fırtınası nedeniyle 3 limanda faaliyetler geçici olarak durduruldu ve çeşitli bölgelerde olağanüstü hal düzeyinde önlemler alındı.
Mısır Meteoroloji Kurumu, kötü hava koşulları ülkenin bazı bölgelerinde toz ve kum fırtınasına yol açtığını duyurdu.
Yerel basında yer alan haberlerde ise ülkenin kuzeyinde Nil Deltası üzerinde bulunan Burullus Limanı’nın yanı sıra Kızıldeniz kıyısındaki Süveyş ve Nuveyba limanlarının kapatıldığı açıklandı.
Başkent Kahire, İskenderiye, Asyut ve Kefr eş-Şeyh bölgelerinde hastaneler, yollar ve binalarda yerel idare birimleri olağanüstü hal düzeyinde önlem aldı. (denizhaber.net)