Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) tarafından desteklenen “Denizle Bütünleşen Kent: Mersin’de Vizyonel Bir Dönüşüm” başlıklı “Kent ve Deniz Konferansı”, 12 Nisan 2025 tarihinde düzenlendi. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, eşi Meral Seçer’in yanı sıra çok sayıda akademisyen, sektör temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen etkinlikte MDTO Yönetim Kurulu Üyesi Atahan Çukurova, MDTO Basın Danışmanı Ali Adalıoğlu MDTO Genel Sekreteri Kpt. Mesut Öztürk, MDTO Meclis Başkan Yardımcısı Ayla Harp ve Meclis üyeleri de yer aldı.
Kentin denizle olan mevcut bağını sorgularken, geleceğe yönelik somut adımların atılması için ortak bir akıl platformu oluşturan konferans Mersin Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi öncülüğünde, Mersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Üniversitesi, ODTü Deniz ilimleri Enstitüsü, Türkiye Sualtı Araştırmaları Vakfı, Rota Yelken Kulübü, Biosphere Doğa Araştırmaları Derneği’nin iş birliğinde gerçekleştirildi.
Gün boyu süren oturumlarda, kentin denizle ilişkisi; tarih, arkeoloji, çevre, ekonomi, turizm, spor ve iklim değişikliği gibi birçok farklı açıdan ele alındı.
Kpt. Öztürk “İstilacı Türler Mersin Ekonomisine Katkıya Dönüşebilir”
MDTO Genel Sekreteri Kpt. Mesut Öztürk, konferansta yaptığı konuşmada “Denizle Bütünleşen Kent: Mersin’de Vizyonel Bir Dönüşüm” başlığının, aslında hepimizin içinde taşıdığı bir özlemin, bir ihtiyacın ve bir zorunluluğun ifadesi olduğunu vurguladı.
Mersin, tarih boyunca denizle yaşadığını, denizi ve limanıyla medeniyetlere kapı açtığını ve ticaretiyle büyümüş bir kent olduğunu belirten Öztürk konuşmasında “Ancak bugün bu kadim ilişkinin; kıyı ile kent arasındaki bağın arzuladığımız gibi olmadığını gözlemliyoruz. Deniz; sadece seyirlik bir manzara değil, aynı zamanda ekonomik bir değerdir, ekolojik bir zenginliktir, kültürel bellektir ve yaşam kalitesini artıran büyük bir imkandır” ifadelerine yer verdi.
Konferansta, denizlerin karşı karşıya olduğu tehditlerden biri olan istilacı türler meselesini gündeme taşıyan Kpt Öztürk, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle Akdeniz’de deniz suyu sıcaklıklarının artması sonucu Süveyş Kanalı’ndan gelen yabancı türlerin deniz ekosistemine yerleştiğini ve yerli türler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu belirtti.
Bilimsel verilerin, bu türlerin kontrollü avlanmayla yönetilebileceğini gösterdiğini ifade eden Öztürk, bu kapsamda MDTO olarak yürüttükleri çalışmaları detaylandırdı. Slow Fish Mersin Platformu, Mersin Üniversitesi ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü ile iş birliği içinde hayata geçirilen projelerle, tüketilmesinde sakınca bulunmayan türlerin ticarileştirilmesine yönelik bilgilendirme ve tadım etkinlikleri düzenlediklerini belirtti. Özellikle aslan balığı ve dikenli deniz kestanesi gibi türlere dikkat çeken Öztürk, “Gargur Tantuni” adıyla geliştirilen yerel lezzetin, TOBB Genel Kurulu’nda büyük ilgi gördüğünü ifade etti.
Ayrıca, Mersin’de bulunan ve uzun dikenli deniz kestanesi ihracatı yapan bir işletmenin, bu türlerin ekonomik değere dönüşebileceğini gösterdiğini kaydeden Öztürk, bu mücadeleyi yalnızca bir çevre sorunu değil aynı zamanda bir ekonomik fırsat olarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizdi. “Mersin’i yeniden bir deniz kenti hâline getirmek, sadece kurumların değil, Mersin’i seven herkesin sorumluluğudur” diyerek konuşmasını tamamladı.
Başkan Vahap Seçer’in Konuşmasından Öne Çıkan Başlıklar
Konferansın açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer,Mersin’in göçlerle kurulmuş genç bir şehir olduğunu vurgulayan Seçer, denizle irtibatı olmayan insanların zamanla deniz kenti Mersin’e aidiyet hissetmeye başladığını ve Mersinli kimliğini oluşturma gayreti içinde olunması gerektiğini söyledi.
Konuşmasında,Mersin’in stratejik önemine değinen Seçer, kentin Amerika seçimlerinden Doğu Akdeniz’e, Orta Doğu’daki gelişmelerden Suriye’deki rejim değişikliğine ve Türkiye’deki siyasal gerginliklere kadar her durumdan etkilendiğini belirtti.
Denizlerin temiz tutulması konusunda sadece kamu kurumlarına değil, vatandaşlara da görev düştüğünü ifade eden Seçer, caddeye atılan bir sigaranın veya pet şişenin denizle bağlantılı olduğunu ve herkesin kenti koruması gerektiğini vurguladı.
2019’dan bu yana denizleri korumak için önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Başkan Seçer, denizi kirlettiği tespit edilen gemilere şu ana kadar 16 milyon dolar ceza yazdıklarını, Bakanlıktan aldıkları kısmi koordinat genişletme izniyle Kulak’tan Çeşmeli’ye kadar denetimleri sürdürdüklerini ve Türkiye’de Elektronik Gemi Denetleme Sistemi’ne sahip iki belediyeden biri olduklarını söyledi.
Seyhan Nehri ile gelen kirliliğe dikkat çeken Seçer, nehrin Mersin sınırlarında dışında başladığını ancak sınırlarımızda denize döküldüğünü ve muazzam miktarda sanayi atığının bu şekilde denizlerimize boca edildiğini belirterek yetkilileri bu konuda tedbir almaya çağırdı.
Büyükşehir Belediyesi olarak nehirlere Deniz Çöpleri Bariyer Sistemi kurduklarını anlatan Seçer, çöplerin denize ulaşmasını önlediklerini, ayrıca teknelerin atıklarını kontrol altına alan Mavi Kart Sistemi ile deniz kirliliğiyle mücadele ettiklerini söyledi.
Mersin Rota Yelken Kulübü Başkanı Cengiz Sönmez ise “Neden Buradayız?” başlıklı sunumuyla etkinliğin amacını ve Mersin’in denizle olan potansiyelini çarpıcı verilerle ortaya koydu. Sönmez, 321 km’lik kıyı şeridiyle Türkiye’nin en uzun ikinci kıyı şeridine ve yaklaşık yaklaşık 160 km’lik önemli kumsal alanlarına sahip Mersin’in, bu zenginliğini yeterince değerlendiremediğine dikkat çekti. Antik çağın en büyük limanlarından Soli-Pompeiopolis’in ve kente adını veren Batı Rüzgarı Tanrısı Zephyros mitolojisinin yeterince tanıtılıp turizme kazandırılamadığını belirtti.
Sönmez ayrıca, Mersin sularının Akdeniz memelilerinin göç yolları üzerinde bulunması, Akdeniz’in son posidonia çayırlarına ev sahipliği yapması, nesli tükenmekte olan Akdeniz foku ve denizatları gibi türleri barındırması, sayısız antik batığa ve Türkiye’nin ikinci en eski deniz fenerine sahip olması gibi az bilinen zenginliklere vurgu yaptı. Ancak bu değerlerin korunması ve tanıtılmasında eksiklikler olduğunu, özellikle tarihi deniz fenerinin amacının dışında kullanıldığını ve sualtı arkeolojisinin yeterince desteklenmediğini ifade etti. Su sporlarında, sahip olunan potansiyele rağmen tesis yetersizliği nedeniyle geride kalındığını belirten Sönmez, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin yeni su sporları tesisinin önemine ve MDTO gibi kurumların desteklerinin değerine değindi. Konuşmasını, sivil toplumun ve kent sakinlerinin kamuya destek vererek el birliği ile Mersin’i denizle bütünleştirmesi gerektiği ve Atatürk’ün “Denizciliği, Türk’ün büyük ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız” sözleriyle bitirerek, ortak sorumluluğa ve ulusal vizyona işaret etti.
Tarihten İklime, Arkeolojiden Turizme Uzanan Geniş Perspektif
Konferans programı, Mersin’in denizle ilişkisini çok yönlü ele alan sunumlara ev sahipliği yaptı. TİNA Vakfı Başkanı Oğuz Aydemir, sualtı arkeolojisinin önemini ve vakfın çalışmalarını aktarırken, Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane, Mersin dışında yaşayan bir Mersinli olarak kente dair gözlemlerini paylaştı.
Emekli Oramiral Metin Ataç “Mersin’e borcumdu”
Bir dönem Mersin’de görev yapan Emekli Oramiral Metin Ataç ise Doğu Akdeniz’in tarihsel önemine odaklandığı konuşmasında, kendi girişimleriyle Mersin’e kazandırdığı Mersin Deniz Müzesi’ni ‘Mersin’e bir borcumdu’ sözleriyle tanımlayarak müzenin kuruluş sürecine ve taşıdığı anlamlara dair bilgiler paylaştı.
Mersin Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Kaplan, Soli-Pompeiopolis’in antik bir liman kenti olarak Doğu Akdeniz’deki yerini anlatırken, yine aynı üniversiteden Prof. Dr. Deniz Ayas ise Mersin’in sualtı mirası ve deniz canlıları üzerine önemli bilgiler aktardı.
Dr. Evrim Kalkan Tezcan, ODTÜ İklim Merkezi adına yaptığı sunumda, iklim değişikliğinin Mersin’de denizel biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini ele aldı. Mersin Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Manolya Akın ise Türkiye’den ve dünyadan örnekler vererek su sporlarının turizmle entegrasyonunun önemine değindi.
Yelken sporlarında elde edilen başarı hikâyelerini paylaşan Mersin Rota Yelken Kulübü Başkanı Cengiz Sönmez, su sporlarının kentteki potansiyelinin önemini anlattı.
Mersin Kent Konseyi Başkanı Alper Girgeç’in teşekkür konuşmasının ardından konferans, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in kapanış konuşmasıyla sona erdi. Başkan Seçer konuşmasında, denizle bütünleşen bir kent olma hedefinin sürdürülebilir, çevreci ve katılımcı bir anlayışla mümkün olacağını ifade etti ve konferansa katkı sağlayan tüm paydaşlara teşekkür etti.
Etkinlik boyunca MDTO temsilcileri Atahan Çukurova, AliAdalıoğlu, Kpt. Mesut Öztürk ve Ayla Harp katılımcılarla bir araya gelerek kent ve denizle ilgili görüş alışverişinde bulundu.
Farklı disiplinleri ve paydaşları bir araya getiren konferans, denizle iç içe yaşayan, denizin sunduğu ekonomik ve sosyal olanakları kullanan, sürdürülebilir bir deniz kenti yaratmak amacıyla önemli bir platform oluşturdu.