Değerli Üyelerimiz,
Deniz taşımacılığı ve deniz ticareti alanında ulusal bayrağımıza ayrıcalık tanıyan kabotaj hakkını elde edişimizin 97. yılını gururla kutluyoruz.
Egemenlik olgusu, sadece kara parçaları üzerinde değil, bir devletin kendi karasularındaki kural koyma gücünü, iradesini de kapsamaktadır. Bu nedenle 1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu, denizciliğimizin gelişmesine yönelik ilk yasal dayanak olduğu gibi, bağımsızlık ve egemenliğin denizlerimizdeki tescili anlamına da gelmektedir.
Bilindiği gibi, Cumhuriyet öncesinde yabancı ülkelere tanınan kapitülasyonlar -iktisadi ve sosyal ayrıcalıklar-, ekonomik yıkıma neden olmakta, denizcilik faaliyetlerinin büyük kısmı yabancı tüccarlar tarafından yapıldığından özellikle denizcileşmeyi ve denizciliğin kurumsallaşmasını engellemekteydi.
Ülkeye sadece ekonomik yönden zarar vermekle kalmayıp, ülkenin bağımsızlığını da etkileyecek noktaya gelen bu imtiyazlar, Lozan görüşmelerini uzatan ve hatta sekteye uğratan en zorlu maddelerden biri olmuştur. Kapitülasyonların kaldırılması; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve TBMM’nin kararlılığı ve tavizsiz tutumları ile mümkün olmuş, Lozan Anlaşması’nın 28. maddesi ile hüküm altına alınmıştır.
Lozan’da elde edilen kazanımları desteklemeye yönelik düzenlemelerden biri olan Kabotaj Kanunu’nu basit bir yasa ilanı olarak değerlendirmemek gerekir. Cumhuriyet öncesi dönemin koşulları ve verilen mücadelenin zorluğu göz önünde bulundurulduğunda çıkarılan yasanın, Türk sularında tam bağımsızlığı sağlayan ve deniz kaynaklarımızın kendi yurttaşlarımızın refahı doğrultusunda kullanılması için atılmış tarihsel bir adım olduğu ortaya çıkmaktadır.
Geçmişteki zorlukları bilerek kabotaj hakkına sahip çıkmalı ve bugün Kabotaj ve Denizcilik Bayramı olarak kutladığımız bu bayrama hak ettiği değeri vermeliyiz.
Denizlerimiz ülkemizin güvenliği, ekonomisi ve kalkınması için büyük bir potansiyele sahiptir. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde yapılan düzenlemeler denizciliğimize ivme kazandırmış, Türk donanmasının güçlenmesine ve deniz ticaret filosunun büyümesine büyük katkı sağlamıştır. Geçmişten bugüne denizcilikte çok önemli ilerlemeler kaydedilse de bugün, dünya deniz ticaretinden yüzde 5 civarında pay alabildiğimiz göz önünde bulundurulduğunda, 8333km kıyı uzunluğuna sahip bir yarımada ülkesi olmanın avantajlarını yeterince kullanamadığımız ortadadır. Ancak ilerlemememiz gereken istikamet de; “Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere ulaştırabilen ülke kazanır” ve “En uygun coğrafi konumda ve üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye; endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri bir denizci ulus yetiştirmek yeteneğindedir” sözleri ile Ulu Önderimiz Atatürk tarafından çizilmiştir.
Ülkemizin geleceğine yön veren, sahip olduğumuz denizcilik potansiyelini değerlendirebilmek için azim ve fedakarlıkla çalışan, denizlerde ülkemizin adını gururla taşıyan, denizlere ve denizciliğe gönül vermiş tüm denizcilerin bayramını gönülden kutluyoruz.
Başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Türk denizciliğine hizmet edenleri, görevleri başında yaşamlarını yitiren deniz şehitlerimizi minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramımız kutlu olsun.
MERSİN DENİZTİCARET ODASI